Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4698 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Tohumdan somuna ekmeğin hikâyesi
M. Nihat Malkoç

  Sayı: 78 - Ekim / Aralık 2013

Türkiye, aslında kendi kendine yeten az sayıdaki ülkeden biridir. Yeter ki kaynaklarımızı israf etmeden yerli yerinde kullanalım. Unutmamalıyız ki eldeki hiçbir kaynak sınırsız değildir. Kaynaklarımızı yerli yerinde kullanmazsak bir gün sıkıntı çekeriz.

Ölçüsüzce kullandığımız nimetlerin başında, sofralarımızın baş tacı olan ekmek gelmektedir. Oysa bir ekmeğin tarladan sofraya yolculuğunu şöyle bir hayal edersek uzun aşamalardan geçerek sofralarımıza ulaştığını görürüz. Çiftçi tohumu tarlaya atar; çimlenip büyümesi için sürekli onunla ilgilenir. Hasattan sonra başaklar dövülür, taneler ambarlara doldurulur. Daha sonra değirmenlerde öğütülür. Un haline gelen buğday, fırınlarda işlenir, hamur haline getirilir. Daha sonra sımsıcak ekmek olarak soframızdaki yerini alır. Ekmeğin hammaddesi olan buğday, tarladan sofraya gelene kadar birçok insanının elinden geçer.

Ekmek deyip de geçmemek lâzım. Ekmek en mübarek nimetlerin başında gelir.  Eskilerimiz bir ekmek kırıntısının yere düştüğünü görse onu yerden alır, öpüp başına götürürdü. Millet olarak ekmeği kutsal sayarız, çok kere de ekmeğin üzerine yemin ederiz.

Ekmek, hayatımızı çepeçevre kuşatmıştır. Onun olmadığı bir dünya düşünülemez. Ekmekle ilgili bir çok deyim ve atasözümüz vardır. Bir insanın meslek sahibi olup kendi kendine yetmesine “ekmeğini eline almak” veya “ekmeğini kazanmak” deriz. En güç işleri yapıp geçimini sağlamaya “ekmeğini taştan çıkarmak” deriz.

Ekmek hayatın olmazsa olmazıdır. Hayatımızda bu kadar önemli olan ekmek; şiirlere, hikâyelere ve romanlara da konu olmuştur. Şair sevdiğine ne kadar çok değer verdiğini anlatmak için ona “su gibi azizsin, ekmek kadar mübareksin” demiştir. Atalarımız 'Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır' diyerek ekmeğe verdikleri önemi göstermişlerdir.

Geçmişte bir parça ekmek uğruna  ne masum bedenler toprağa girdi, günümüzde de girmeye devam ediyor. Artık bu olaya dur deme vakti gelmedi mi? Ekmek israfını önlemek zor bir iş değildir. İhtiyacımız kadar ekmek alalım, bayatlamasına izin vermeyelim. Günümüzde Afrika'da binlerce çocuk bir somun ekmek bulamadığı için aç ve perişan haldedir. Ekmek israfını önleyerek onların açlığını giderebiliriz. Ekmeklerimizi çöpe atmayalım,  paylaşalım. Ekmeği yiyeceğimiz kadar alırsak çöpe atmak zorunda kalmayız.

Dünyada her insanın kaderi farklı farklıdır. Bir kısım insanlar bolluk içinde yaşarken bir kısım insanın da yiyecek ekmeği olmaz.  İnsanların önemli bir kısmı bizim israf ettiğimiz ekmeklere muhtaçtır. Bu gerçekleri görmezlikten gelerek yaşamak mümkün müdür? İsraf ettiğiniz ekmekleri bir fakire verseydiniz o da, siz de inanın çok mutlu olurdunuz. O insanın mutlu olma sebebi karnını doyurmak,  sizinkisi bir düşküne yardım etmek ve israf edilecek ekmeğin günahından kurtulmaktır. Dünyada fakiri mutlu etmek kadar güzel bir şey var mıdır?

Unutulmamalıdır ki israf edilen her bir somun ekmek, aç insanların yüreğini yaralar. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir araştırmada, ülkemizde günde 6 milyon, yılda 2.1 milyar ekmeğin israf edildiği sonucu ortaya çıkmıştır. Bu korkunç bir rakamdır. Konuyla ilgili araştırmacılar, ülkemizde bir yıl içerisinde israf edilen ekmekle 500 okul yapılabileceğini söylemektedir. Türkiye'deki senelik ekmek israfı fakirleri üç yıl doyurur; peki durum bu iken neden bu olaya göz yumuyoruz ey insanlar!... Neden?...

Tok insanlar açlığı yaşamadıkları için bu durum onlara hikâye gibi gelir. Halkımız bunu anlatmak için 'Tok açın halinden anlamaz' özlü sözünü kullanmışlardır. Ekmek sofralarımızın baş tacıdır, onun olmadığı bir sofra düşünülemez. Ekmek açlığımızın tek ilâcıdır. Halkımız ekmek israfını önlemek için kuru ekmeklerini değişik şekillerde değerlendirmişlerdir. Bunlardan en önemlisi ekmek tatlısıdır. Bayatlayan ekmeklerin şerbetli su içerisinde bekletilmesiyle yapılır. Böylece ekmekler ziyan olmaz, sofra da farklı bir lezzet kazanır.

İsraf İslâm dininin de şiddetle yasakladığı kötü bir davranıştır. Yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'de “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü O (Allah), israf edenleri sevmez (Araf Suresi 31. Ayet) buyruluyor. Bir Müslüman olarak bu buyruğa kulak vermemiz gerekir.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Ayşenur     03.11.2024
Yorum : Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲




Ekleyen : melike    05.03.2014
Yorum : ekmekleri ısraf etmeyin lütfen kaç milyon insan ölüyo




Ekleyen : yavuz    08.11.2013
Yorum : İsraf buyurduğunuz gibi haramdır. Irmak kenarında abdest alırken suyu israf etmeyiniz diyen bir Peygamberin ümmeti bu konuda çok dikkatli olmalı. Allah'ın sevmemesi ne kadar büyük bir uyarı!





 
En sıcak sözcüktür anne!... - Sayı 124
Analar baş tacımızdır... - Sayı 124
Suriye Türkmenlerinin dil... - Sayı 123
Gittikçe azalıyoruz... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15718012
 Bugün : 1144
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656157
 Bugün : 70
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim