Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2558 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

O şimdi kıtalar dolaşıyor Ali Ağam!
Kubilây Ertekin

  Sayı: 79 - Ocak / Mart 2014

Büyük Doğu’nun 11 Ocak 1946 tarihli kapağında bir mezar taşı resmi var. Bolu vilâyeti-Akçakoca kazası Göktepe köyündeki mezar taşında, şu ifadeler yazılı: “Moskof keferesinden intikamını alamayan merhum Âlemdar Ali Ağa’nın ruhuna fatiha.1183-1746” İşte bu vatanı bizlere kazandıran ecdâdımızdaki bu ruh, bu şuur, bu inanç, bu ideal ve bu ÎMANdı!

“Îmândır o cevher ki, İlâhî, ne büyüktür…

Îmansız olan paslı yürek, sînede yüktür!”

Milyonların azîm gayret, emek, alın teri, inanç ve ŞAHÂDETLERİNİN eseri olarak bu mukaddes vatan bizlere bahşedilmiştir. Onun için merhum M. Âkif; Şöyle diyor:

“Ecdâdını zannetme ki, asırlarca uyurdu.

Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?

Üç kıt’ada kanayan yer-yer, izleri şâhit.

Dinlenmedi bir gün, o büyük nesl-i mücâhit!..”

Bir kitapçı vitrininde şu ilânı gördüm. “BÜTÜN ÇAPULCULARA” –Marksist, maoist, leninist militanlara– “Direniş kitapları % 20 indirimlidir.” Başbakana gönderme... Bu ‘çapulcular’ indirimi hak etmişler.. Önce mâsum bir boykot adı altında gösteriye başlamışlar. Sonra da bidâyetten beri bu ülkedeki inanç düşmanı, sol ideoloji çığırtkanı, anarşizmin, militarizmin bânîsi, hâmisi olan o mâlum, mâhut partinin ve ülkede kendilerini imtiyazlı sayan elitlerin, demokrasi ve millî irade düşmanlarının, destekleriyle oldu-bittiye getirerek resmen bir komünist ihtilâli yapmak için ayaklanıp İstanbul’un belli bir semtini aylarca işgal etmişler, sonra da bu mel’anet ve habâsetlerini ülke geneline yaymışlardır. Tıpkı işgal ordusu gibi o bölgeyi tahrip ve talan ederek halkı tâciz, milleti, devleti tahkir ve tahrik edip ortalığı yakıp yıkmışlar, üstelik bu hayâsızlıklarını aylarca sürdürmüş, ülkemizin ve milletimizin milyarlarca lira zarar ziyanına sebep olmuşlardır. 5-6 yüz aracın yakılmasına, 4-5 yüz bina ve iş yerlerinin tahrip ve talanına, sayısız vatandaşın, emniyet güçlerinin yaralanmasına, devlet, millet malının tahribine sebep olmuşlardır. Bunlardaki inanç düşmanlığına bakın ki, o bölgede sanki hiç kilise, havra, cemevi ve sığınacak başka alanlar yok gibi, özellikle Vâlide Sultan Camii’ni hedef alıp üç-beş gün içinde tıpkı bir müstevlî tavrıyla İslâm mâbedi içine sürü şeklinde dalarak, öpüşüp, tepişmeleri, sarmaş dolaş görüntüleri, iğrenç tavırlarıyla mâbedi telvis ediyor, değişik marka içki kutuları halılar üstüne savrularak, cami çöplüğe, mezbeleye döndürülüyor. Bu hayâsızlık bütün ülke halkına gösterildiği halde, o cibilliyetsizliklere ve açık-seçik inanç ve millî irâde düşmanlığına, tahkir ve tezyiflerine hak veren, sahip çıkan sözde İslâmî kesimlerin bu tavırları ne acı bir tecellîdir. “İbadet etmek insan hakkı değildir. Câmi ve mescit açmak isteyenlere hakâret edin, açtırmayın!” diye çemkirip; dîne, ırza, nâmusa, cana, mala tecâvüz ve hakaretten, alkol, uyuşturucu, soygun ve cinayetten en az 40-50 sâbıkası olan, kuduz it gibi saldıran şerirlere sahip çıkıyor... “Gezi olayları öncesi ve sonrası ile çok haklı ve doğrudur” basın ve tiwitlerinden, deme cür’etinde bulunuyorlar.. Bu devlet otoritesini yok edip, millete rağmen devleti ele geçirme teşebbüsünden başka bir şey değildir. Onlar “Din zehirdir” sapkınlığının açık bir ürünüdür. Bunun karası, kızılı ve sairesi olmaz. Hepsi aynı bataklığın mikrobudurlar.

Başbakan bunlara “çapulcu” demişmiş. Bence iltifatta bulunmuş. Gerçek çapulcunun tırnağı olamazlar. Onlar milletinin mukaddeslerine, örfüne, âdet ve an’anesine, gelenek ve kültürüne savaş açacak kadar düşmez. Hattâ değerlerimiz için gerekirse mücadeleyi göze alırlar. Başka ideolojilerin militanı olmazlar.

Aklı, vicdanı olan bir insan bâtıl bir ideoloji uğruna dînini-dünyasını satamaz. O yüzden merhum ALİ ağanın intikâmını alamadığı için hayıflandığı ve mezar taşına kazıttığı Moskof’un içimizdeki sözcülerini, militan ve meftunlarını, fikrî, fiilî ve siyâsî mânâda kölelerini görünce aziz ve çok muhterem, mübârek merhumu hatırladım. Bir ondaki şuura ve bir de isimleri müslüman olanların gaflet ve şuursuzluğuna bakınca insan, insanlığından utanıyor.

Meğer bu utanmak ne büyük bir şeref, ondan mahrum olmaksa ne iğrenç bir zilletmiş. Bu durumda insanın aklına şu meşhur söz geliyor;

“Leke düşürdünüz hâinler, târîhi şânımıza.

Kâfir ağlar şu bizim, ahvâl-i perîşânımıza.”

Bugün Sûriye-Mısır ve benzeri ülkelerin başına gelen ve dış güçlerin de açıkça desteğiyle ülkemizi teğet geçen gezi kalkışması bu hazin durumun elem ve hüzün veren sonuçlarıdır.

Câhilinden okumuşuna kadar her kesimde ortak bir İslâm düşmanlığı bu zulmü artıran sebeplerin başında gelmekte. İşte rastgele bir-iki örnek; “Din ve dini eğitim zekâyı köreltir, insanları aptallaştırır” (Tomris Mengüşoğlu; Cumhuriyet 3/3/1990) “Din adamlarını sarıklarıyla boğmalı, dinleri de adamları da kahrolsun!” (Şevket Süreyya) “İslâm, insanı çağın gerisine götüren Bir durağanlık örneğidir(!)”

İçimize, can evimize kadar nüfûz etmişler. Birçok hayâtî kurumlarımıza sızmışlar. Siyasî ve ekonomik alanda güç oluşturup ülkenin önünü tıkamışlardır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kurtuluş... - Sayı 92
Eyüp Sultanda sabah namaz... - Sayı 87
Şekli Müslümanlık ve Alla... - Sayı 86
Şeklî Müslümanlık ve Alla... - Sayı 85
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15274126
 Bugün : 4213
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 647148
 Bugün : 585
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim