Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2584 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Şeklî Müslümanlık ve Allah için buğz
Kubilây Ertekin

  Sayı: 85 - Temmuz / Eylül 2015

Yüce dînimizin emrettiği gerçek Müslümanlık; sâde şekil ve zâhirden ibâret değil. Şeklen, olduğu kadar; kavlen, fiilen, itikâden, îmânen, özellikle ferâset ve basiretle zulme, zâlime, fâsık ve fâcire rızâ göstermeyen bir inanç manzûmesidir. Zâhiren Müslüman; fikren, bâtınen, siyâseten ve ideolojik olarak bunun tam aksi olanlar; aslın taklidi ve müsveddesidir. Bu tipler; İslâm’ın yüz karası, insanlığın maskarası ve gerçek Müslüman’ın yürek yarasıdır. Şu görüşlerin peşinden giden ama Müslüman görünenler bunlara örnektir: “Din bir afyon ve zehirdir. İnsanlığı imhâ, edip, işkence, açlık, sefâlet ve hastalık gibi felâketlere sürükleyen sebeplerin kaynağıdır.”(s.39)“Hıristiyanlık, Mûsevîlik ve Zerdüştlük, Muhammed’in düşüncesinden doğan bir ideolojidir.” (s.192) “Aslında insanlığın asıl atası maymundur. On milyon yıl önce Doğu Afrika da yaşarken, iklim şartları gereği evrime uğrayıp bu günkü hâle gelmiştir. Kürt toplumunu ve diğer halkları köle yapan İslâmiyet’tir. Halkların kurtuluşu Muhammed’in getirdiği dinde değil, Marksist sistemdedir.”(s.17) (Abdulah Öcalan; “Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine doğru”) “Zulme rıza zulüm, dinsize rıza gösteren, dinsizdir!.”hükmüne göre bu adamın ve benzerlerinin peşine takılıp, sapık ideolojilerini bir DİN gibi benimseyenler onlardandır. “Kişi, sevdiği ile haşrolur” Nebevî gerçeği bunu göstermektedir.

O tür dinsizlerin peşinde sürüklenenler, günümüzün Müseylemetülkezzâplarını putlaştıran figüranlardır.Zamanın İbn-i Sebeleri, Ebû Lehepleri ve Firavunlarıdır. Aslında şekilcilik bir hastalık ve aşağılık duygusunun tezâhürüdür. Üstelik bu sâde zâhirî yönüyle de kalmaz. Ahlâk, âdet, duygu ve düşünceye de yansır.

Şeklen Müslüman görünenler, Ebû Cehil karpuzu gibidirler. Dışından kavun gibi kokarlar ama içi ise zehir gibi acıdır. İslâm’ın ve Müslümanların başına gelen belâlar, onların derdi değildir. Onlar vitrinliktir. Yerli “Charlie Hobdo”ların işlerini kolaylaştırırlar. Efendimiz (sav) “Kim başka bir kavme ve onların özellikleri ne benzeme gayreti içinde ise o kavimden, millettendir.” buyurmuşlar. Ayrıca; “Allah(cc) sizin sûretinize, şeklinize, görüntünüze değil, kalbinize ve amellerinize bakar” buyurmuştur. Gerçek bir Müslüman için kıstas budur. Kişi kime tâbi oluyor, kimin peşinden gidiyorsa ondandır. Müslüman’ın şekline, tavrına ve duruşuna inancı yansımalı. Dinine âit bir tavrı, vakârı, ciddiyeti ve duruşu olmalı.

Her şeyin taklidi, sahtesi ve kopyası olur. Hazin ve esef verici olan, bu illetin Müslümanlar arasında görülmesidir. Sahteciliğin, taklidin, kompleksin sınırı yok. Üzücü olan, başkalarına benzemenin moda olması... Bunlar, göründükleri mensûbiyetin ezikliği içindedir. Oysa insan, “yâ, olduğu gibi görünmeli, ya görün düğü gibi olmalı”. Ayrıca “çok insan vardır ki, üstünde elbise yoktur, yine çok elbise de var ki, içinde insan yok”sözü bunlar için 'cûk’oturmaktadır. Merhum Mehmet Âkif’in dediği gibi:

“Bir neyiz? Seyreyle artık, bir de fikret, neymişiz?..

Din de kürkün aynı olmuş; ters çevirmiş, giymişiz!” (Safahat, 222)

Dine çatan gazeteleri yaşatanlar, bu şeklen Müslüman görünenler değil midir?

Burada gerçek Müslümanlara çok büyük bir görev düşmektedir. O da; “Emr-i bil mârûf, nehy-i anil münker” / İyiliği emir, kötülüğü men”dir. Her şuurlu mü’min bu inanç düşmanlığına ve saldırganlığına engel olmakla görevlidir. Bunu bizzat yapamıyorsa, inançlarımızı savunan bir yayın organına abone ve destek olmalıdır... Şer cephesinin medya saldırılarına cevâp aynı yoldan olmalı.

Todays Zaman yazarı (tivıtır)dan “ABDÜLHAMİT DÜŞERKEN” diye bir cümle ile hem tarihe hem bugünkü iktidara sataşabilmekte, devlete düşmanlık kusabilmekte.İkinci Abdülhamid’i devirip Osmanlı Devleti’ni parçalamak SİYON idealiydi ve yardımcıları da içteki ihânet odağı olan Jön Türklerdi. Bu durumda Zamancı yazar, Siyonistler’le aynı çizgide oluyor. 8O-9O yıl sonra ülke düşmanlığında buluşmuş olmaları ibret vericidir.

Amerikan zırhlısı “MİSSÛRİ”yi minârelerin mahyâsı ile; “WEL COME” diye karşılayan zihniyet, ummadıkları medenî cesâret ve dirâyet karşısında şoka girer. Millî diriliş ve dik duruşları hazmedemezler. Hattâ yalan ve iftiralara tevessül etme zelilliğinde bulunurlar. Her insaf sahibi şu soruyu kendisine sorsun... Kuruluşundan bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir devlet adamının Birleşmiş Milletler'de ve değişik Avrupa ülkelerindeki toplantılarda, İslâm ülkelerini ve sömürülen milletlerin haklarını savunarak “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR!”şeklinde bir meydan okuyuş ve dik duruş görmüş ve duymuş mudur? Aslında bundan ülkesini düşünen her haysiyetli insan gurur duymalıdır. Bundan ancak hasut ve aşağılık duygusuna sahip olanlar rahatsız olur.

 (Devam gelecek sayıda)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Yavuz Şamil Kılıç     25.08.2015
Yorum : Güzel tespitleriniz için teşekkürler.. Millet, içimizdeki bu teröristlerin, destekçilerinin ve müslüman görünümlü truva atlarının daha da farkına varır inşallah.





 
Kurtuluş... - Sayı 92
Eyüp Sultanda sabah namaz... - Sayı 87
Şekli Müslümanlık ve Alla... - Sayı 86
Şeklî Müslümanlık ve Alla... - Sayı 85
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591885
 Bugün : 2426
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630893
 Bugün : 539
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim