Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2234 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj


Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 81 - Temmuz / Eylül 2014

Seksenlerde, üniversite seçmeleri resmî giriş belgelerinde ‘sınav’ ifadesi yazmakla birlikte Anadolu gençleri olarak günlük konuşmalarımızda ‘imtihan’ kelimesi kullanılırdı. ‘Sınav’ yazısının aksine! ‘İmtihan’ derken tüm öğretmenlerimiz de aynı kelimeyi kullanırlardı. Ara sıra duyulan ‘sınav’ sözü kulakları tırmaladığı gibi herkesin ortak anlamda birleşmemesi açısından ortamı da bozardı.

Doksanlı yıllarda öğretmenliğimde hep imtihanı kullandım ve çevremden de sınav yerine en çok imtihan kelimesini duydum. Lise yıllarına göre ‘sınav’ kelimesini kullananlar bir hayli çoğalmıştı.

İki binlerde sanki bu toplumda uzun süre bulunmayıp yeni dönmüş izlenimi veren bir gerçeklikle imtihan kelimesinin tamamen unutulduğu yediden yetmişe herkesin hep bir ağızdan sınav sınav söyleyişlerine şahit oldum.

Kelimelerin bu yer değişimi sürecinde bir beis görmemek, bunun gayet doğal bir süreç olduğunu düşünmek çoğunluğun yaklaşımıdır. Ama anlatmaya çalıştığım üzere dilin çocuğu diyebileceğimiz bir kelimenin adım adım ölüşü söz konusu. E ölmüşse yerine yenisi gelmiş diyenlere, gerçekte kaybettiği çocuğunun yerini gelecek hangi çocuğu doldurur diye sormak lazım.

İmtihan kelimesinin başına gelenler dilde sadeleşme yaklaşımı kaynaklıdır.

Dilde sadeleşme Osmanlı son dönemi Genç Kalemler dergisi etrafında toplanan aydın ve yazarlar hareketi olarak ‘yeni lisan’ adıyla başlatılmıştır. Bu hareketin başını yüzyıl sonra bugün eserlerini okuyup net anlayabildiğimiz Ömer Seyfettin çeker. O günkü şartlarda sade özgün ve sahih bir Türkçe örnekleri bırakmıştır Ömer Seyfettin bizlere.

Gerekli, makul ve bir anlamda zorunlu olan dilde sadeleşme çalışmaları, kırklı yıllarda sadeleşme, öz Türkçeleşme adına tabir caizse Türk dilinin belini kırmıştır. Dili canlandırma ve yenileme adına dilin kökü kazınırcasına düşmanlara gerek kalmadan kendi elimizle kendi dilimize en büyük zararı vermişizdir.

Dili sadeleştirme, dildeki dinî referanslı kelimelerden kurtulma adına farkında olunmayarak kendilerinin bile anlayamayacağı ucube bir dil ortaya konulma gayretleri söz konusudur.

Marmara Üniversitesinde öğrenci iken ilâhiyat fakültesi kütüphanesinde ‘Büyük Doğu’ dergilerinin yanı sıra ‘Yücel’ dergilerinin sayılarıyla da karşılaştığımda o dönem bazılarının abartı olarak düşünecekleri yukarda anlattıklarımın kat kat fazlasının yapıldığına şahit olacaktım.

İşte imtihanın başına gelenler bu çalışmaların resmî ağızdan seksen, doksanlardan günümüze yansımasıdır. Maalesef evlât konumunda çok kelimelerimizi kaybettik. Resmî ağızdan onca yapılan dili sadeleşme değil basitleştirme bir noktada halk nazarında tutmayarak duraklamıştır.

Türk dilinin başına gelen bu olumsuzlukları en gerçekçi ve bilimsel açıdan Nihat Sami Banarlı, ‘Türkçenin Sırları’ adlı eserinde dile getirmiştir. Milliyetçi cenahta yer alan Sayın Banarlı’nın özellikle bu eserini gençlerin okumalarını tavsiye ederken milliyetçi muhafazakârların Nihat Sami Banarlı, Nurettin Topçu, Mehmet Kaplan gibi bilgi ve kültür dehası şahsiyetlerden yeterince faydalanmadıkları gerçeğini de burada ifade edelim.

Yerine yeni kelimeler gelsin diye illâki ‘imtihan’ı öldürmek zorunluluğu yoktur. Bir anlamın ne kadar çok kelimeyle ifade edilmesi o dilin zenginliğidir. Dile zenginlik, çeşni kazandırır.

Ama bizdeki sadeleşme, Osmanlı dönemindeki kardeş katline dönmüştür. Yeni kelimeler uyduracağız diye asıl evlâtlarımızı katlettik.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Göbeklitepe’de Hz. İbrahi... - Sayı 124
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


“Yeni Dünya Düzeni” diye bir şey attılar ortaya… Ondan sonra ne ses çıktı, ne soluk… “Yeni Dünya Düzeni” dedikleri, boşluğun sessizliğini dinlemek gibi bir şey mi acaba?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15720552
 Bugün : 3682
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656527
 Bugün : 440
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim