Çöne Halis Arlıoğlu Sayı:
83 - Ocak / Mart 2015
Ayağında bir çarık, sırtındadır kepenek.
Öylece dolaşırdı, dağı-taşı gezerek.
Kar her yeri kaplardı, ayakları sızlardı.
Çâresiz bir hayâtı, derbederlik sarardı.
Sürü yamaçta yayılır, çan uzaktan duyulur.
Köpek etrafta ulur, hayat böyle son bulur.
Dokuz-on bir yaşında, bazen bir dağ başında.
Koyunları otlardı, dağlarda, kuş-kurt vardı.
Ağıllar kamıştandı, ağzı da biraz dardı..
Üşüyen o ayakları, soğuktan sızılardı.
Kuzulardı koyunlar,‘carasını’yalardı.
“İn” içinde yatardı, çalı-çırpı yakardı.
Kururdu üst-başları, pişer bulgur aşları..
Bir dağın yamacında, akardı göz yaşları..
Silen olmazdı yaşını, koyardı taşa başını..
Derdi çoktur çöne’nin. Istırâbı hep derin.
Kimsesizlik çok hazin, kaplar içini hüzün.
Bilen olmaz hâlini, bükmüş kader belini.
Dağlar olur mekânı, yoktur başka imkânı.
Böyle garip biçimde, geçer çocukluk ânı..
O şafaklar sökerken, koyunlar kalkar erken.
Giderler bir vâdiye; gelirim ben de diye..
Gezerdi dağdan-dağa, vakit olmaz yatmaya..
Şartları öyle zordur, ‘çocukluk’ denir o çağa.(!)
Çile böyle çekilir! “Kaderimiz bu” denir.
Dağda-köyde değişmez, çoban karda üşümez(!)
Garip Anadolu’nun, çilesi çoktur onun..
Hayatı böyle geçer, dağlardaki çocuğun…
Tükenmez derdi derin, talihi bu, derbederin.
Ömürler böyle biter. Böyle kam böyle keder
Yazamaz-okuyamaz; başındaki dert derin..
Onulmaz bir yaradır, dağlarda yetimlerin.
Çobanın tafrasından, geçilmez havasından..
Kasım kasım kasılır, o dağlar bunun sanır.
Bağdaş kurup oturur, ç öne’ye emir savurur.
İsterse bir-kaç vurur. Sesi dağdan duyulur..
Dağların garip kuşu, çıkar tırmanır yokuşu..
Ne ana var, ne baba.. Çöne’nin zordur işi.
Dağlar dert ortağıdır. Garipler otağıdır..
Virânenin baykuşu. orda keder dağıtır.
Çeker kepeneğini, kıvrılır, yatar uyur.
Yağmur yağar, kar yağar, sanma sesi duyulur.
Gam-kedere bürünür, gözyaşları onu yur, yıkar
Şafak söker, gün doğar. Hıçkırık onu boğar..
Geçimsiz ailenin, böyle yaşar çocuğu..
Perişan hayâtının, geçip-gidiyor çoğu..
Adı “Çöne”dir onun, peşinde gider koyunun.
Kaderin bir cilvesi, yetimin bitmez çilesi.
Bunca garip çocuğa, nasıl çâre bulunur?
Ana-baba olmanın, sabrı sebâtı olur.
Nice garip çocuğun, ıstırâbı son bulur.
Anasız-babasızlık, yürekler yarasıdır.
Çekmeyenler ne bilir? Onu çekenler bilir..
(çöne: Çobanın yardımcısı, in: Çobanın barınağı, cara: Doğum zarı)
|