Dem bu dem Ekrem Yılmaz Sayı:
83 - Ocak / Mart 2015
Seherde gül yaprağı; inci, şebnem üstünde
Damla bulur toprağı, dünyaya küstüğünde...
Bülbül tadar şebnemi, kanar gülün elinden...
Artık sil gözden nemi, âşık anlar dilinden.
Bülbülün yerine şimdi, şebnemi ben tadarım
Hüzne de daldığımda, gördüm: "Nokta" kadarım.
Bülbül gitmiş, gül bitmiş; kenarında hayatın...
İhânet aşkı itmiş; terekesinden atın.
Yaşamak haram oldu: Uçmuş vicdan ve insâf,
Dostumla aram oldu: Bulduğum duygu en saf!
Kalmamış arzu bende; alınmış ve silinmiş;
Bir tek istek sulasam: Nefsim, lif lif dilinmiş!
“Cân”a kasteden pusar: Kafesten onu alır!
Gül kurur, bülbül susar; bahçe hepten boşalır.
Son emanetiymiş bu: En mukaddesinden hem...
Onu da cenkte vermiş; “Allah bir” de! Dem, bu dem!!!
|