Evim Halis Arlıoğlu Sayı:
89 - Temmuz / Eylül 2016
“Dünyâda mekân, âhirette imân” der atalar.
Onların bu sözünde, fazlasıyla ibret var.
Villalarda yaşayan, acep bundan ne anlar?
Onlar huzûr-râhatı, kâşânede ararlar…
Duvardaki simlerim. Asılan resimlerim.
Dünyadaki tek yerim. Evim seni unutamam.
Kitaplar dizi dizi. Koltuk divanlar sizi…
Levhâlardan bir dizi. Evim seni unutamam.
Elli yıldır beklerim. O vazo, saatlerim.
Sayısız emeklerim. Evim seni unutamam.
Büfelerde bardaklar. Raflarında tabaklar.
Güzelim sarmaşıklar. Evim seni unutamam.
Önündeki asmalar. Sıralı sardunyalar;
Taksitledir halılar. Evim seni unutamam.
Her kapıda “besmele”. Soba, masa, sandalye.
Dört tarafı bir hülyâ. Evim seni unutamam.
Arka önde mutfaklar. Sanki hepsi kırk ambar.
Ne lüzumsuz şeyler var. Evim seni unutamam.
Odalarda gezindim. Ayrılıktan üzüldüm…
Bunu her an sezindim. Evim seni unutamam.
Ev insana örtüdür. Evsizlik bir korkudur.
Dayanacak sırtıdır. Evim seni unutamam.
Duygular evde yüklenir. Çoluk çocuk beklenir.
Gelen gidene eklenir. Evim seni unutamam.
Hanım börülce ayıklar. Saklanır içinde ayıplar.
Efendi böyle sayıklar. Evim seni unutamam…
Penceresi güne karşı. Duvarın üstünde saksı.
Limon, iğde, güzel kayısı. Evim seni unutamam.
Boy verdi aşı dudum. Eriği dün budadım.
Yâsemini kokladım. Evim seni unutamam.
Güller sarkıyor yere. Bahçede soğan, tere.
Kokan menekşelere. Bakıp da unutamam…
Tavuklar gıdakladı. Ördek de vak vakladı.
Çok hâtıra sakladı. Evim seni unutamam.
Raflardaki “İhyâ”lar. Okunacak bu kitaplar (!)
Biten hayât hâtırâlar. Evim seni unutamam.
Divanlar sünger şimdi. Çarşıya inmek işimdi.
Balkonda bir gezinti. Evim seni unutamam.
Altı evlâdı uçurdum. Evim benim tek yurdum…
Elli yılda bir kurdum. Evim seni unutamam.
|