Ah bu yalnızlık Halis Arlıoğlu Sayı:
94 - Ekim / Aralık 2017
Bir zamanlar çokluktuk,
Canımı yakan yokluktu.
Bu çokluktan bıkmıştık,
Şimdi başladı yalnızlık.
Birer birer uğurladık.
Nice dualar adadık.
İkimiz ah! Bu garajda,
Yapayalnız kalakaldık.
Evimiz kaldı onlarsız..
Kafesimiz bülbülsüz.
Ne onlarla, ne onlarsız,
Çekilmezmiş yalnızlık.
Ezanlar okundu hazîn…
Yapraklar döküldü güzün,
İster kışın ister yazın,
Böyle başladı yalnızlık.
Eser rüzgâr ılgıt ılgıt,
Yalnızlığa yetmez ağıt.
Alıp başın diyardan git,
Yaman vurdu bu yalnızlık.
Biri gider, biri gelir.
Dertli yürekler delinir.
Yaşanmaz böyle ölünür.
Sürmektedir, yalnızlık.
Hasret dile gelmiyor.
Uzatsam el vermiyor.
Dertli yürek gülmüyor.
Hep böyledir yalnızlık.
“Tokat” dağın başında.
On-onsekiz yaşında.
Gündüzün şu beşinde,
Zindân olur yalnızlık.
“Konya” büyük düzdedir,
Yaralarım özdedir,
Bu aklım hep sizdedir,
Vurdu Kalbe yalnızlık.
“Malatya” nerde Van nerde?
Dayanılmaz bu derde…
Önüme gerildi perde.
Hazîn şeydir yalnızlık.
Uğurlanır garajdan,
‘Belki varır birazdan’.
Böyle hayâl kurulur,
Akan sular durulur.
Sonra eve varılır,
Elem-keder dağılır…
Artık haber beklenir,
Yürekler kenetlenir..
|