Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2426 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

İnsanın içindeki Hanifliğe ve Ümmiliğe çağrıdır
Sinan Ayhan

  Sayı: 96 - Nisan / Haziran 2018

“Dünyanın soluk borusu”; Kudüs, Mekke, Medine… Ve hepsinin bir tamam yakın çevre dağarcığına saçılmış ilâhî tohumlar; peygamber adımları… O adımlar, hangi coğrafyaya ayak basmışsa orası kutsal… Aslında o adımlar atılmadan, zaten Allah’ın seçtiği yerler olmak bakımından, oraları kutsal; ama gel de kirletilmiş akla bunu anlat… 

Bu coğrafyalar, kutsanmış topraklar, kutsanmış hal ve tavırlar diyarı mekânlar… Bu kutsanmış insanlık durakları olmadan dünya soluk alamaz ve insanlık kalb rengini bulamaz… 

Akıl, şüphenin esiri olmuş akıl sorar:

–Dinler neden belli coğrafyalarda görülmüştür… 

Nefsin cebinde kalmış bu akıl, yani kirletilmiş akıl dinlerin bir coğrafyada (Ortadoğu’da, Dicle ve Fırat arasından Nil’e kadar düğümlenen çevrede) nüveleşmiş olmasını bir arıza gibi görmek ve bunu da insanlığa bir arıza olarak bildirmek ister… 

Onun derdi, en tepede ve rakipsiz olmak; dolayısıyla nefs ve nefsin cebine girmiş akıl, kendi dışında hiçbir kutsal kabul etmek istemez… 

Üstad’ın yazdıklarından hatırladığım, yani buna benzer soruya O’nun verdiği cevap:

–Dünyanın soluk borusu…

Bu coğrafyalar, dünyanın soluk borusu da ondan…

Kudüs, giderse; Mekke ve Medine de gider, nefes gider, can gider ve dünyada nefes alınacak hiçbir yer, toprak, mekân, şehir kalmaz…

Büyüklerimiz bize yıllarca, batılı kafalara ait bir sözü hatırlattı durdu:

–İnsan, insanın kurdudur…

Hiçbir vakit, kabullenmedim bu sözü, hep bu cümlenin mânâsının tersini düşündüm; çünkü insana nefes olacak şeyin bu cümlede olmadığını bir bedahetle bildim. 

Ders kitaplarına, günlük yaşayışlara iliştirilen bu ifade sadece kirletilmiş bir aklın, kirletilmiş bir ruhun tezahürüydü, o kadar… 

Oysa insana can olacak söz, bir Afrika atasözünde geçiyormuş meğer…

–İnsan, insanın şifasıdır… 

Hanifliğe karşı kirletilmiş aklın savaşı… Belki bu savaşı “Afrika” kazanacaktır, kimbilir…

 …

Hanif olanın duru görüşündeki etkisini insanlık, belki yazarak, okuyarak kirletti; çünkü yazarken, okurken hep nefsini öne çıkardı ve her yapıp ettiğine nefsini kattı; “ben, ben…” diye diye haniflik iklimini unuttu… Benler arası kavgada, bir ben kaybederken, bir diğer ben kazandı; sonuçta ortada hep bir benlik oldu ve bu benlik kısır döngüye giren hayatın kirletilmiş akıl timsali oldu… 

Yazdı, yazdı kendini yok ederek değil, yazdığının bir can yaratmak olduğu yanılgısına düşerek yazdı… Yazdıkça aklını kirlettiği gibi zaman ve mekânı da kirletti… Okudu, okudu “dünyaları ben yarattım” dercesine bir poz takınarak okudu… Bu okumalar içinde cahillik kumpaslarına gömülerek, kalbinin derinliklerini bile okuyarak kirletti…

Oysa insanoğlu kendini Allah’ın birliğinde yok eden bir “ümmî” olabilseydi; Kudüs’te şek ve şüpheye düşmeden nefes alabilecekti ve yedi kat göklere doğru, hakkıyla Mekke’de, Medine’de nefeslenecekti… 

Her şeye rağmen, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadisi (altın levhası) bize her şeyi apaçık gösteriyor… 

“Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke’deki Mescid-i Haram’a, Medine’deki benim bu mescidime ve Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya. Oraya (Mescid-i Aksa) gidin ve içinde namaz kılın! Gidemez ve içinde namaz kılamazsanız, kandillerine zeytin yağı gönderin.” 

Evet, her şeye rağmen yazmanın ve okumanın hakkını verememiş olmakla birlikte, “Kudüs” hakkında yazılar kaleme almaya çalışarak, kaleme aldıklarımızla belki Kudüs’ün kandillerine zeytinyağı göndermeye niyet ediyoruz; evet, belki bu kadar kirlenmiş, kirletilmiş aklımıza rağmen insandan insana şifa olarak; yazdıklarımızdan, okuduklarımızdan benliğimizi çıkarmaya cehdederek, yine yaza yaza, okuya okuya bir hanifliğe, bir ümmîliğe varmaya niyet ediyoruz;  niyeti temiz olana Allah yol versin… 

Ve “ilk taşı günahsız olan atsın”!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Filistindeki çocuklar
Çocuk olmak
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15897353
 Bugün : 277
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 669379
 Bugün : 5
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 121
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim