Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2405 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Doğu ile batı birlikte bir hayal kurabilir mi
Sinan Ayhan

  Sayı: 101 -

Hayat, üzerimizde yeşeren bir maceradır...

Bir kitap okursun, bir film seyredersin, bir olayın içinde bir kesit görürsün, bir macera yaşarsın bütün hayatın değişir... Sen değişimi iliklerine kadar hissedersin...

Neden...

Neden bir etki bir dönüm noktası olur hayatında... Etkilerin bir topoğrafyası, nefsimize sır olan girift bir kurgusu mu var...

Hayat, canlı, diri olmaktan; yaşam, “yeşermek” kökünden gelirmiş; Proust'ta yeşeren şey kayıp bir zamanda "fağfur kâse"dir; Attar'da diri kalan ise "hüdhüd"... Birinde eşyadan düşünceye hüküm, öbüründe düşünceden eşyaya hikmet...

Doğrudan hükme dönük olmak önyargıyı tetikleyebilir, hikmeti özümsemeden bir hayat yürüyüşüne çıkmak ise her açıdan tembelliğe yol açabilir...

Beşer olmak, yani hatayla, günahla, kötüyle savaşma derdinde olmak... Arz küre üzerinde, hakkaniyetli bir düzen için bir meselesi olmak... Hak düzen... Doğu'nun bir bilgi seviyesiyesi ve seciyesi etrafında peşinde olduğu...

Beşeri ilâhlaştırmak, kendinden başkasını önemsememek, Batı'nın dünya düzenleri içinde kendine tarz yaptığı...

Hangi tarz yeşermeyi getirecek; mutlak diri kalacak... Oysa tek başlarına ne doğu, ne batı meseleye hâkim...

Aslında bir etkiden fışkıran çoklu düşünce şablonları; hepsi her an değişiyor ve yeni bir bileşke oluyor... Kök, defalarca budaklanıyor, her kol yeni kollara açılıyor...

Belki her şey macerasızlıktan, macera olmadığından hayat yeşeremiyor... Kuş uçmakla kuş, çiçek mis kokusunu havaya salmakla çiçek, insan bir macerası olmakla insan... Yani bir ufku, bir mecrası olan insan, insan...

Batı ve Doğu düşünce tarzları da bu etki yumağının, fikir ve macera infilâklarının fişekleyicisi... Günümüz insanı ise, bunlara bağlı olarak bir düşünce, bir imaj kokteylinin içinde eriyip giden şey; “a’raf”taki insan...

Doğu ve batı düşünme biçimleri, ameliye ve yöntem açısından birbirini tamamlayan tarzlar... Biri toprağa çukur açmak demekse, öbürü çukuru doldurmak... Biri çivi çakmak, öbürü çiviyi yerinden sökmek... Sonrasında açmak, doldurmak veya çakmak, sökmek üzerine şehirler kuran, kitap satırları, mısralar kuran tonlamalar... Ama batının niyetini şekillendiren ölçü "ben" iken, doğuda bu ölçü beni 'biz"de yok etmek, anlamında çerçevelenmiş ve insanoğlu ancak öylece mesafe almıştır...

Prens Mişkin romanında her karakter bir benlik yansıtır ve benlikler bir çatışma halinde maceranın sonuna gelir... O sonda mutlak anlamda bir "bozgun" işaretlenmiştir... “Kötü son”  neden bu ka dar heyecan uyandırıcı görüldü… Neden… Batılı Adam bir fikir çilesi çeker, ama o daima ümitsizdir... Leylâ ile Mecnun’da ise,  sadece Leylâ Mecnun'da ve Mecnun Leylâ’da yok olmaz; biz olarak ortaya çıkacak olan tekâmül, bir cemiyetin bu hikâyenin içinde yok olmasıyla bir karara erer...  Bu mutlak anlamda "tevhid"e teslimiyet  mizacını ihtar eder... Birinde her güzelliği, ideali nefsine kurban etme varken, öbüründe nefsini bir güzelliğe, ideale, hakikate feda etme tavrı göze çarpar…

Şeyhi Ekber mizacıyla kim boy ölçüşecek, "ufuklara doğru düşen" Shakespeare mi... Gazali'nin bir selime varan tefekkürü mü, Pascal'ın hakikati bulamayan, yarım kalmış düşüncesi mi...

İman mı, imaj mı?

Doğu Batı veya Batı Doğu; her ikisi de bir yaradılış gereği yüzyıllar boyu birbirlerine el uzata geldi; onları tevhide erdirecek cevheri kollayıp, o cevherde buluşmak istediler... Bu istek, onlarda bir sezgi olarak işleyebildi... Oysa “Doğu da Allah'ın, Batı da Allah'ın” değil miydi... Allah emirlerine sadık kullardır ki Doğu ve Batı'nın ötesinde, "mütekâmil insan" çizgisinde buluşabilir... Doğu insanı ve Batı insanı burada buluşabilirse; her ikisi de o zaman, aradığı cevhere uygun hareket etmiş olabilir...

Herkes gelsin ve eksikliklerinin, her şeyin ötesinde tamamlanmış ve mutlak anlamda olgunlaşmış halini İslam’da bulsun…

Hakikatte Doğu-batı yekvücut, Allah'a itaat etmenin rejimini kurmalı; yeşermek ve bir macerası olma hadiseleri, ancak bu sayede hayatta bir ideal, has güzellik, ilâhî emirlere bağlı bir ahlâk etrafında teşekkül ettirilebilir, aksi durum felâkettir; işte bütün mevzuu bu, bütün mevzuu burada...

O zaman meseleyi netleştirmek için şöyle soralım; Doğu ve Batı birlikte bir hayat kurabilir mi ve o halde soruya şöyle cevap verelim, evet, İslâm üzerinde birlikte derinleşebilirlerse pekâlâ kurabilirler...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


ACI-YORUM nedir?
Bugün toplumumuzda, özellikle düşünce alanında aksayan yönler ve anlamsızlıklar var.
ACIYORUM, bu aksaklıkları ve anlamsızlıkları, sadece fikirle en can alıcı yerinden, en vurucu sözlerle, yanlışlıkların mantıksızlıklarını yakalamayı usul bilerek, en doğru yargıları, hiç itiraza yer vermeyecek şekilde ifade etmeyi ve daha sonra düzeltmeyi yapacak olanlar için fikri çözüm yolları açmak düşüncesinin ifadeye dökülmüş şeklidir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Filistindeki çocuklar
Çocuk olmak
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15897418
 Bugün : 342
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 669379
 Bugün : 5
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 121
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim