Dağlar Halis Arlıoğlu Sayı:
102 -
Başı boz-bulanık, dumanlı dağlar.
Gurbette kalan, garipler ağlar.
Geçti o yıllar, o güzel çağlar.
Başı boz-bulanık, dumanlı dağlar.
Uç uca yaslanmış, kardeş misali.
Yarden ayrılmış, umar visâli.
Ayrılık-hasretin, bunca vebâli.
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Anayı evlattan, ayıran sensin…
Derdi-kederi, doğuran sensin…
İnsan bu hasrete, nasıl dayansın?
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
O yalçın bağrın, taştan katıdır.
Bâzen gariplere, hazîn örtüdür.
Aşan doruğundan, belki kurtulur.
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Lâle-güller açar, bahar olursun.
Zemheri-kışta, buzla donarsın.
Bir tatlı hülyâ, bir yâz olursun.
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Koyunlar-kuzular, sende yayılır.
Elemler-kederler, zirvende kalır..
Âşıklar-mâşuklar, sana bayılır...
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Yağmurlar-tufanlar, sende gizlidir.
Heybetin-haşmetin, sana vergidir.
Benim bu sözlerim, garip-ezgidir.
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Şâhinler-ceylânlar, kışlıyor sende.
Mâil oldum haşmetine, şu ben de..
Yörük kızı, gergef işler, yörende.
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Gurbete düşürdün, küçük yaşımda,
Bin türlü derdim var, şimdi başımda.
Bıraksan uyusam, yanı başında...
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Yalçın tepelerin, aşılmaz yoldur.
O yoldan geçenler, şanslı bir kuldur.
Gurbete düşenin, çilesi boldur.
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
O karlı zirven, yanmışa su olur.
Çâresiz kalanlar, sana av olur.
Issız vâdilere, düşen boğulur...
Başı boz bulanık dumanlı dağlar...
Sesime ses veren, dereler- dağlar!
Kurudu bu mevsim, bahçeler-bağlar.
Gurbette sevdiğim, ah çekip ağlar.
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Yüreğim yaralı, sana bakarım.
Çâresiz kaldım, yoktur karârım.
Yitirdim merâlim, yanar ağlarım.
Başı boz bulanık, dumanlı dağlar.
Perîşan sözlerim, belki ar gelir.
İlk önce bir tûfân, sonra kar gelir.
Sığmazsın ölçüye, her şey dar gelir.
Başı boz bulanık dumanlı dağlar.
|