Dubalı dünya düzeni -II- Mehmet izzet Gülenler Sayı:
105 -
“Gözlem–Evi” görüntülerine bakmaya devam edelim...
● “Green”Duba
Sokakta yürüyen biri; düşünceli bir gününde, belki biraz üzgün, hüzünlü; iç dünyasında dolaşmakta... Ve içine kulak vermiş içiyle muhabbette...
Ve tam muhabbetin en koyu ânında... Olanca “şirinliğiyle!” (en azından karşıdaki öyle zannediyor kendisini ve durumu) sesleniyor... O sese iliştirilmiş sallanan bir el ve “imoji” gülümsemesi yapıştırılmış bir surat..:
'Merabaaa'..
'Nasılsınız?'..
●Buraya küçük bir not: Bir yerde okumuştum. Karşıdakinin hâline derdine çâre olabilecek, bulabilecek büyükler sorarmış karşıdakine 'Nasılsın?' diye… Bir derdi varsa çâre aramak bulmak ve olmak için gerçekten...
Beni çok etkilemişti okuduğumda...
Buradaki 'Nasılsınız'ın konuyla, yani işin aslıyla uzaktan yakından ilişkisi yok tabi… Buradaki, tamamen kendini düşünen, kendi amacına yönelik bir giriş cümlesi…
“Greenpeace”i duydunuz mu?
????
Bi beş dakikanızı alabilir miyim??
......
Bundan beş on metre sonra… Birebir aynı şey tekrar yaşanıyor… Birebir aynısı ama.. Sadece çocuğun giydiği üniforma yelek rengi ve üstünde yazan şey farklı…
Bu seferki “Unicef”…
Ondan beş on metre sonra da Akut…
Ve olanlar, söylenenler, yaklaşımlar tamamen, birebir aynı… İlgilenmediğini söylesen kibarca 'niye?' sorularıyla devam eden… O sulu tabansız gevşek yaklaşımları şirinlik ve kendilerince üst bir yerden zanneden ve teklifleriyle ilgilenmeyenleri alttan alta önceden hazırlamış oldukları duyarsızlık ambalajına sokan sokaklardaki 'duyarlı?' ve 'gönüllü?' çocuklar…
● Bir Kore filminde duymuştum… Çok etkilemişti beni..
Bir subay, bir yerden bir yere gidecek… Resmî arabayla değil yürüyerek gitmeye karar veriyor… Yanındaki kişi de bunun üzerine kendisine eşlik etmesini isteyip istemediğini soruyor..
O da diyor ki:
'Hayır, sen gelme… Yalnızlığımı bozarsın. ' İşte bu çocukların yaptığı, en asgarisinden insanların yalnızlığını bozmaktır.
Benim bildiğim ve hatırlayabildiğim kadarıyla, yaklaşık on senedir, ortalama iki üç günde bir diyelim hadi, bunlarla karşılaşıyoruz… Hep aynı tavır, söylenen anlatılan yapılan her şey aynı…
Ve her seferinde, sanki dünyada ilk kez onlarla, böyle bir durumla karşılaştığımızı düşünen… Daha önce dünyada olup biten hiçbir şeyden haberimiz yoktu da o söylediği anda birden içimizde bir aydınlanma oluşuverdiğini düşünen değişik renkte yelekler giydirilmiş, büyük bir şey yaptıklarını düşünerek, dünyayı “korumak” ve “kurtarmak” adına sizin kafanızı ütüledikten sonra “sadede” gelerek sizden para isteyen çocuklar…
|