Mucize Kürsü Kainatın Efendisi Sayı:
109 -
(Mucize bahsinin son yazısı)
Zeyd Bin Hârise isimli, Medineli sahabî, birdenbire yolda düşüp ölüyor. Vakit, öğle ile ikindi arası… Gelip kaldırıyorlar ve evine götürüyorlar. Üstüne bir örtü örtüyorlar. Kadın, erkek başında toplanıyorlar. Ölü, o vaziyette, akşamla yatsı arasına kadar kalmış ve ölümü tam gerçekleşmişken bir ses işitiliyor:
“–Susunuz! Kulak veriniz!”
Sesin örtü altından ve ölüden geldiğini anlıyorlar. Aynı ölü ve tam hareketsizlik… Tekrar örtüyorlar…
Ses:
“–M…… Allahın Resulü ümmî Peygamber… Ondan sonra Nebî yok… Kitabı da hak ve öncelerin öncesinde…”
Ses devam ediyor:
“–Doğru, doğru!..”
Peşinden:
“–Selâm sana olsun; Allahın rahmeti ve bereketi, ey, Allahın Resulü!..”
Ebubekir Bin Ebidünya Hazretlerinin bu rivayetine eş, başkaları da vardır.
“Ensâr”dan biri vefat ediyor. Teçhiz ve tekfin edilip tam kaldırılacağı sırada tabuttan ses geliyor:
“–M… Allahın Resulü…”
Muaykayb Yemânî Hazretleri:
–Veda Haccından sonra Mekke’de bir eve girdim. Yemâne halkından biri, o gün doğmuş bir çocuk getirdi. Âlemin Fahri çocuğa hitap ettiler: “Ey, yavru, söyle ben kimim?” Bir günlük yavru, seslendi: “Sen Allahın Resulüsün!” Allahın Resulü buyurdular: “Doğru söyledin!” ve çocuğa dua ettiler… Çocuk, tabiî konuşma çağından çok sonra konuştu ve Allahın Resulü tarafından “Mübarek-ül Yemâne” ismini aldı.
Bir dilsize “ben kimim?” diye sordukları zaman “Allahın Resulüsün!” cevabıyla söz söylemeye başladığı da, sahabî rivayetleri arasındadır. Sabah ve akşam nöbeti tutan deli bir çocuğun annesi, oğlunu Allah Resulünün huzuruna çıkarıyor. Kâinatın Efendisi çocuğun göğsünü elleriyle sığayıp bastırıyorlar. Çocuk istifra ediyor ve illetinden kurtuluyor.
Uhud gazâsında Ebu Kutade’nin çıkan gözünü yerine koyup dua ettikleri, gözün hemen yerine kaynadığı ve sağlam olandan daha güzel ve arızasız iş gördüğü meşhurdur. Yine geçen fasıllarda görüldüğü gibi, Hayber gazâsında Hazret-i Ali’nin ağrıyan gözünü, nasıl bir temaslariyle iyi ettikleri malûm…
Hazret-i Ali:
“– O günden beri ne göz, ne baş ağrısı duydum!”
Allahın Peygamberimize mahsus kıldığı bazı âyet ve kerametler vardır ki, daha evvel hiçbir Nebî ve Resule verilmemiştir.
NOT: MUCİZE bahsi sona erdi; HUSUSÎLİK bölümü ile devam edilecek.
|