Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1089 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Yunus Emre ve Lorca üzerinden bir medeniyetin diğerine el uzatması
Sinan Ayhan

  Sayı: 110 -

47 yaşındayım; o vakit 47’ye nispetle zaman ve mekân bağlamında, dünyaya dair, eşya ve hadiseler arasında bir hesaplaşmam olmalı. Öyle mi… 47 yaşındayım ve sanki hiçbir şey değişmemiş gibi Kanunî misali Viyana’dan dönüyorum. 47 yılın bendeki ciğere işleyen hükmü bu...

Bu hükmün taradığı misaller nereden çıktı…

Aklım erdiği ve yirmili yaşlarıma henüz varmadığım demlerde, batı doğu arası bir yakınlaşmanın yüz yıllara yaygın olduğunu düşünürdüm. Bir, batının doğuya el uzattığına; bir, doğunun batıya el uzattığına inanırdım. İki kutup kendini terazide tartıyor olabilir mi… Bütün zıt hallerine rağmen bu iki medeniyetin birleşebileceği düşüncesi beni içten içe bir meraka itmişti; acaba Doğu Batı birleşmesi ne zaman mümkün olacaktı... Kıyamette mi... Zıtlar birleşebilseydi, bir daha ayrılmazlardı, hikmetine bağlı olarak...

Gelişme bayrağını bir Batı elinde tutuyor, 400, 500 veya bilemediniz bin sene götürüyor; sonra bir gerileme ve çöküşle bayrağı Doğu’ya teslim ediyor; Doğu da madde ufkunda yaklaşık bir bin sene de o bu temsili yükleniyor; böyle sürekli bir su değirmeni devri misali tarih yazılıyordu. İkisinin eşit şartlarda bir araya geldiği tarihi bir mizansen yaşanmadı. Ama bunun yaşanma ümidi hep kursaklarda saklı kaldı.

Yine gençlik dönemlerimde Yunus Emre Divanı ile karşılaştım. Rahmetli babam bizim dervişin kitabını almış, kütüphanemize koymuştu. Hoş bir merakla mısraları okumaya başladım.

Şöyle diyordu Yunus, bizim Yunus;

“Bir garip ölmüş diyeler

Üç günden sonra duyalar

Soğuk su ile yuyalar

Şöyle garip bencileyin”

Yunus’un bendeki izi, bendeki dervişliği bu gariplik duygusuyla başladı işte. Belki buradan bütün zamanı kuşattı. Garip ve yalnız olmayan, böyle bir çilesi olmayanın hükmü nedir ki...

Aynı dönemlerde bir popüler şarkı ile Lorca’yı tanıdık. Bu elbette bizim Yunus’tan sonraydı. Belki kıymeti benim kişisel tarihime ait ve yalnız ona uygun. Olsun; bu mısralarda da bir garibin sesi vardı.

Lorca şöyle diyordu:

“Ay kocaman, at kara

Torbamda zeytin kara

Bilirim de yolları

Varamam Kurtuba’ya”

Viyana’dan önce bizim bir Endülüs dönüşümüz var tarihte, yaraları hâlâ sarılmadı. Anlaşılan Lorca da bir başka türlü gariplerdendi. Devamında şöyle demiş çünkü Lorca:

“Yola baktım, yol uzun

Aman atım, canım atım

Etme eyleme ölüm

Varmadan Kurtuba’ya

Kurtuba uzakta, tek başına…”

Kurtuba’ya varamamak nasıl bir ölümdü acaba... Kurtuba’ya varamayan Viyana’dan geçebilir miydi...

Tarihin Doğu Batı üzerine hayalleri öyle kaldı. Doğu ve Batının buluşması batının hırsı ve doğunun ahmaklığı yüzünden öyle kaldı. İçimizde idealler hem Yunusca, hem Lorcaca öyle boynu bükük kaldı.

Lorca o toprakların garibi, bizim Yunus bizim toprakların... Hangisinin tesiri daha kuşatıcıdır; o başka tartışma konusu. Zıtlar birleşebilseydi; doğu bizim, batı bizim,  hattâ Yunus gibi Lorca da bizim olabilirdi. Ama zamanın üzerime bıraktığı heves, görüyorum ki hâlâ Viyana’dan dönmek zorunda.

Yirmiye varmadan kurduğum hayal, sadece benim hayalim olamaz; ben bir hissiyatı söylüyor olmalıyım; yoksa bizim Yunus bize yazdığı gibi derviş dizelerinden bizim Lorcalar’a da bu mektupları yazdı. Belki onların seslerinde Muhiddin-i Arabî’nin nefesleri var... Bir medeniyetin diğerine el uzatması sadece boş bir hayal mi… Ben, bunun boş bir hayal olduğunu düşünmüyorum.

Garibin teni her yerde aynı ten, insan her yerde insan…

Mektupları Viyana’nın ötesine, Kurtuba’ya taşımak ne büyük ideal... İşte bu bizim elimiz, bizim hayalimiz, bizim rüyamız, bizi sigaya çekecek Molla Kasımlar olsa bile biz bu rüyayı görmeye devam edeceğiz. Böyle düşünüyorum ve böyle düşünmekten de vazgeçmeyeceğim. Selâm ile…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15190900
 Bugün : 1942
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 642425
 Bugün : 153
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 122
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim