Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1043 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Yunus Emre ve Lorca üzerinden bir medeniyetin diğerine el uzatması
Sinan Ayhan

  Sayı: 110 -

47 yaşındayım; o vakit 47’ye nispetle zaman ve mekân bağlamında, dünyaya dair, eşya ve hadiseler arasında bir hesaplaşmam olmalı. Öyle mi… 47 yaşındayım ve sanki hiçbir şey değişmemiş gibi Kanunî misali Viyana’dan dönüyorum. 47 yılın bendeki ciğere işleyen hükmü bu...

Bu hükmün taradığı misaller nereden çıktı…

Aklım erdiği ve yirmili yaşlarıma henüz varmadığım demlerde, batı doğu arası bir yakınlaşmanın yüz yıllara yaygın olduğunu düşünürdüm. Bir, batının doğuya el uzattığına; bir, doğunun batıya el uzattığına inanırdım. İki kutup kendini terazide tartıyor olabilir mi… Bütün zıt hallerine rağmen bu iki medeniyetin birleşebileceği düşüncesi beni içten içe bir meraka itmişti; acaba Doğu Batı birleşmesi ne zaman mümkün olacaktı... Kıyamette mi... Zıtlar birleşebilseydi, bir daha ayrılmazlardı, hikmetine bağlı olarak...

Gelişme bayrağını bir Batı elinde tutuyor, 400, 500 veya bilemediniz bin sene götürüyor; sonra bir gerileme ve çöküşle bayrağı Doğu’ya teslim ediyor; Doğu da madde ufkunda yaklaşık bir bin sene de o bu temsili yükleniyor; böyle sürekli bir su değirmeni devri misali tarih yazılıyordu. İkisinin eşit şartlarda bir araya geldiği tarihi bir mizansen yaşanmadı. Ama bunun yaşanma ümidi hep kursaklarda saklı kaldı.

Yine gençlik dönemlerimde Yunus Emre Divanı ile karşılaştım. Rahmetli babam bizim dervişin kitabını almış, kütüphanemize koymuştu. Hoş bir merakla mısraları okumaya başladım.

Şöyle diyordu Yunus, bizim Yunus;

“Bir garip ölmüş diyeler

Üç günden sonra duyalar

Soğuk su ile yuyalar

Şöyle garip bencileyin”

Yunus’un bendeki izi, bendeki dervişliği bu gariplik duygusuyla başladı işte. Belki buradan bütün zamanı kuşattı. Garip ve yalnız olmayan, böyle bir çilesi olmayanın hükmü nedir ki...

Aynı dönemlerde bir popüler şarkı ile Lorca’yı tanıdık. Bu elbette bizim Yunus’tan sonraydı. Belki kıymeti benim kişisel tarihime ait ve yalnız ona uygun. Olsun; bu mısralarda da bir garibin sesi vardı.

Lorca şöyle diyordu:

“Ay kocaman, at kara

Torbamda zeytin kara

Bilirim de yolları

Varamam Kurtuba’ya”

Viyana’dan önce bizim bir Endülüs dönüşümüz var tarihte, yaraları hâlâ sarılmadı. Anlaşılan Lorca da bir başka türlü gariplerdendi. Devamında şöyle demiş çünkü Lorca:

“Yola baktım, yol uzun

Aman atım, canım atım

Etme eyleme ölüm

Varmadan Kurtuba’ya

Kurtuba uzakta, tek başına…”

Kurtuba’ya varamamak nasıl bir ölümdü acaba... Kurtuba’ya varamayan Viyana’dan geçebilir miydi...

Tarihin Doğu Batı üzerine hayalleri öyle kaldı. Doğu ve Batının buluşması batının hırsı ve doğunun ahmaklığı yüzünden öyle kaldı. İçimizde idealler hem Yunusca, hem Lorcaca öyle boynu bükük kaldı.

Lorca o toprakların garibi, bizim Yunus bizim toprakların... Hangisinin tesiri daha kuşatıcıdır; o başka tartışma konusu. Zıtlar birleşebilseydi; doğu bizim, batı bizim,  hattâ Yunus gibi Lorca da bizim olabilirdi. Ama zamanın üzerime bıraktığı heves, görüyorum ki hâlâ Viyana’dan dönmek zorunda.

Yirmiye varmadan kurduğum hayal, sadece benim hayalim olamaz; ben bir hissiyatı söylüyor olmalıyım; yoksa bizim Yunus bize yazdığı gibi derviş dizelerinden bizim Lorcalar’a da bu mektupları yazdı. Belki onların seslerinde Muhiddin-i Arabî’nin nefesleri var... Bir medeniyetin diğerine el uzatması sadece boş bir hayal mi… Ben, bunun boş bir hayal olduğunu düşünmüyorum.

Garibin teni her yerde aynı ten, insan her yerde insan…

Mektupları Viyana’nın ötesine, Kurtuba’ya taşımak ne büyük ideal... İşte bu bizim elimiz, bizim hayalimiz, bizim rüyamız, bizi sigaya çekecek Molla Kasımlar olsa bile biz bu rüyayı görmeye devam edeceğiz. Böyle düşünüyorum ve böyle düşünmekten de vazgeçmeyeceğim. Selâm ile…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591270
 Bugün : 1811
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630663
 Bugün : 310
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim