Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     718 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Varlık İçinde Darlık Çeken Mazlum Bir Millet: Uygur Türkleri
M. Nihat Malkoç

  Sayı: 111 -

Zengin bir yer altı coğrafyasının üzerinde oturan Uygurlar bu zenginliği hiçbir zaman hissedememişlerdir. Doğu Türkistan’ın yer altı ve yer üstü zenginlikleri tarih boyunca Çin tarafından sömürülmüş, bölgenin yerlileri olan Uygur Türkleri, tâbir caizse varlık içinde yokluk çekmişlerdir.  Bölgenin bereketli topraklarından refah payı talep eden Uygurlar baskı ve yıldırmalarla sindirilmiş, nefrete ve şiddete maruz bırakılmıştır. Hak iddia edenlerin mâbetleri ve okulları Çinliler tarafından yakılıp yıkılmıştır. Camilerde namaz kılmak, ramazan aylarında oruç tutmak ve Kur’ân-ı Kerîm okumak yasaklanmıştır. Bu zorbalıklar Uygur Türklerini yıldırmamış, aksine inançlarına dört elle sarılmalarını sağlamıştır.

Çin’in baskılarından iyice bunalan Doğu Türkistanlılar seslerini bir türlü ilgili makam ve mercilere duyuramıyorlar. Çığlığa dönüşen titrek ve acılı sesleri sağır duvarlara çarparak geri dönüyor. Vicdanlar taşlaştığı için kimse onları anlamıyor, anlamak istemiyor.

Bugün dünyada 1,6 milyarın üstünde Müslüman yaşamaktadır. Bu aslında Müslümanlar için çok büyük bir güçtür. Fakat bu gücü yerinde, zamanında ve lâyıkıyla kullanamadığımız ayan beyan ortadadır. Bunun en büyük delili Uygur Türklerinin yaşadığı dramdır. İslâm dünyası Doğu Türkistanlı Müslümanların yaşadığı zulüm ve işkencelere hep duyarsız kalmaktadır. Hani nerede kaldı İslâm kardeşliği? Oysa Peygamberimiz Müslümanların tasada ve kıvançta bir olması gerektiği konusunda şöyle buyurmaktadır: ‘Birbirini sevmekte, birbirine acımakta ve birbirini görüp gözetmekte müminler, tek bir vücut gibidir. O vücudun bir organı rahatsız olunca öteki organların tamamı uykusuzluk ve derin bir rahatsızlık hisseder. Hasta olan organın ıstırabını daima paylaşırlar.’

Asya’nın mazlumu Doğu Türkistan, mesafe bakımından Türkiye’den yaklaşık beş bin kilometre uzakta olsa da tarihî köken ve medeniyet bakımından ülkemizle âdetâ et ve tırnak gibidir. Onlarla güçlü tarihî bağlarımız vardır. Bu mahzun coğrafya siyasî açıdan Pekin yönetimine dâhil olsa da kalben Anadolu’ya ve Türkiye’ye bağlıdır. Bu güçlü sevgi ve muhabbet bağını bugüne kadar kimse kesememiş, bundan sonra da kesemeyecektir.

Doğu Türkistan’da sayıları 35 milyon civarında olan Uygur Türkleri; Hun, Göktürk, Uygur ve Karahanlı devletlerini kuran büyük bir kültürün ve medeniyetin torunlarıdır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin en batı noktasında bulunan Doğu Türkistan yaklaşık iki yüzyıldan beri kızıl güçlerin işgali altındadır ve özellikle son elli yıldır komünist Çin yönetiminin baskıcı ve zalim yönetimi altında ezilmektedir. Durum bu iken hem aynı dine, hem de aynı ırka mensup olduğumuz acılı, bağrı yanık Doğu Türkistan’a duyarsız kalabilir miyiz?  Yapmamız gerekenler o kadar da zor ve imkânsız şeyler değildir. Öncelikle bu durumu dünya kamuoyuna duyurmalıyız. Doğu Türkistan’da yaşananlar dünya gündeminden düşmemelidir.

Çin, Doğu Türkistan’daki Müslümanları yıldırmak ve sindirmek istiyor. Çünkü onlara tarihten gelen bir kin ve nefretle bakıyorlar. Onların şahsında eski Türk devletlerini görüyorlar. Çin Seddi’ni bile aşan kahraman ceddimizin gölgesinden dahi korkuyorlar.

Çinlilerde tarihten gelen iflah olmaz bir Türk düşmanlığı vardır. Buna bir de Müslümanlığımız eklenince şiddet ve nefret katlanmaktadır. Zira Çin devleti tek tip insan istiyor. Hakkını aramayan, milliyetini ve kültürünü unutan, mankurtlaşmış, koyun misali güdülen insanlar… Böyle olmamak için direnenleri de kaba kuvvetle hizaya getiriyorlar.

Çin’in yaptığı soykırım ve asimilasyon zulmü son bulacak gibi görünmüyor. Aksine dünya sustukça her geçen gün daha da artıyor. Sözde insan hakları savunucuları Asya’da yaşanan bu acılara kulaklarını tıkanmış bulunuyor. Hayatları sonu gelmeyen çifte standartlardan ibaret olan Avrupalılar, köpekleri ölünce duydukları kederin onda birini bu insanların ölümüne duymuyorlar. Durum böyle olunca acılar dinmiyor, katlanarak çoğalıyor.

Ülkesindeki azınlıklara insanca muameleyi reva görme-

yen kızıl Çin, Çinceyi ana dili olarak benimsemeyenlere iş ve aş vermemektedir. Çinliler kendilerini ayrıcalıklı saymaktadır. Uygur kökenli Müslümanlardan, eğitimde kendi dilini Çinceye tercih edenlere ilkel bir eğitim ortamı dayatmaktadır. Çinceyle eğitim görmek isteyenlere ise modern ortamlarda çağdaş eğitim vermektedirler. Vahşetin kol gezdiği Çin’de, başta Uygurlar olmak üzere, anadillerinde eğitim görmek isteyen azınlıkların iş almaları imkânsız denecek kadar zordur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Gazze günlüğü... - Sayı 119
Soykırım, Antisemitizm ve... - Sayı 119
Herkes tarafından sevil(m... - Sayı 118
Penceresiz kalanlara... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Sanatımızın, özellikle şiirimizin şu andaki seviyesini güneş ışığının yokluğuna mı, yoksa ondan gelen ışığın yansımasını engelleyip, bizi suni bir güneş tutulmasıyla karşı karşıya bırakanlara mı bağlamalı?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Sosyal medyanın gücü
Üstün fikir
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13158855
 Bugün : 345
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 604618
 Bugün : 58
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 226
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim