Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     884 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Varlık İçinde Darlık Çeken Mazlum Bir Millet: Uygur Türkleri
M. Nihat Malkoç

  Sayı: 111 -

Zengin bir yer altı coğrafyasının üzerinde oturan Uygurlar bu zenginliği hiçbir zaman hissedememişlerdir. Doğu Türkistan’ın yer altı ve yer üstü zenginlikleri tarih boyunca Çin tarafından sömürülmüş, bölgenin yerlileri olan Uygur Türkleri, tâbir caizse varlık içinde yokluk çekmişlerdir.  Bölgenin bereketli topraklarından refah payı talep eden Uygurlar baskı ve yıldırmalarla sindirilmiş, nefrete ve şiddete maruz bırakılmıştır. Hak iddia edenlerin mâbetleri ve okulları Çinliler tarafından yakılıp yıkılmıştır. Camilerde namaz kılmak, ramazan aylarında oruç tutmak ve Kur’ân-ı Kerîm okumak yasaklanmıştır. Bu zorbalıklar Uygur Türklerini yıldırmamış, aksine inançlarına dört elle sarılmalarını sağlamıştır.

Çin’in baskılarından iyice bunalan Doğu Türkistanlılar seslerini bir türlü ilgili makam ve mercilere duyuramıyorlar. Çığlığa dönüşen titrek ve acılı sesleri sağır duvarlara çarparak geri dönüyor. Vicdanlar taşlaştığı için kimse onları anlamıyor, anlamak istemiyor.

Bugün dünyada 1,6 milyarın üstünde Müslüman yaşamaktadır. Bu aslında Müslümanlar için çok büyük bir güçtür. Fakat bu gücü yerinde, zamanında ve lâyıkıyla kullanamadığımız ayan beyan ortadadır. Bunun en büyük delili Uygur Türklerinin yaşadığı dramdır. İslâm dünyası Doğu Türkistanlı Müslümanların yaşadığı zulüm ve işkencelere hep duyarsız kalmaktadır. Hani nerede kaldı İslâm kardeşliği? Oysa Peygamberimiz Müslümanların tasada ve kıvançta bir olması gerektiği konusunda şöyle buyurmaktadır: ‘Birbirini sevmekte, birbirine acımakta ve birbirini görüp gözetmekte müminler, tek bir vücut gibidir. O vücudun bir organı rahatsız olunca öteki organların tamamı uykusuzluk ve derin bir rahatsızlık hisseder. Hasta olan organın ıstırabını daima paylaşırlar.’

Asya’nın mazlumu Doğu Türkistan, mesafe bakımından Türkiye’den yaklaşık beş bin kilometre uzakta olsa da tarihî köken ve medeniyet bakımından ülkemizle âdetâ et ve tırnak gibidir. Onlarla güçlü tarihî bağlarımız vardır. Bu mahzun coğrafya siyasî açıdan Pekin yönetimine dâhil olsa da kalben Anadolu’ya ve Türkiye’ye bağlıdır. Bu güçlü sevgi ve muhabbet bağını bugüne kadar kimse kesememiş, bundan sonra da kesemeyecektir.

Doğu Türkistan’da sayıları 35 milyon civarında olan Uygur Türkleri; Hun, Göktürk, Uygur ve Karahanlı devletlerini kuran büyük bir kültürün ve medeniyetin torunlarıdır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin en batı noktasında bulunan Doğu Türkistan yaklaşık iki yüzyıldan beri kızıl güçlerin işgali altındadır ve özellikle son elli yıldır komünist Çin yönetiminin baskıcı ve zalim yönetimi altında ezilmektedir. Durum bu iken hem aynı dine, hem de aynı ırka mensup olduğumuz acılı, bağrı yanık Doğu Türkistan’a duyarsız kalabilir miyiz?  Yapmamız gerekenler o kadar da zor ve imkânsız şeyler değildir. Öncelikle bu durumu dünya kamuoyuna duyurmalıyız. Doğu Türkistan’da yaşananlar dünya gündeminden düşmemelidir.

Çin, Doğu Türkistan’daki Müslümanları yıldırmak ve sindirmek istiyor. Çünkü onlara tarihten gelen bir kin ve nefretle bakıyorlar. Onların şahsında eski Türk devletlerini görüyorlar. Çin Seddi’ni bile aşan kahraman ceddimizin gölgesinden dahi korkuyorlar.

Çinlilerde tarihten gelen iflah olmaz bir Türk düşmanlığı vardır. Buna bir de Müslümanlığımız eklenince şiddet ve nefret katlanmaktadır. Zira Çin devleti tek tip insan istiyor. Hakkını aramayan, milliyetini ve kültürünü unutan, mankurtlaşmış, koyun misali güdülen insanlar… Böyle olmamak için direnenleri de kaba kuvvetle hizaya getiriyorlar.

Çin’in yaptığı soykırım ve asimilasyon zulmü son bulacak gibi görünmüyor. Aksine dünya sustukça her geçen gün daha da artıyor. Sözde insan hakları savunucuları Asya’da yaşanan bu acılara kulaklarını tıkanmış bulunuyor. Hayatları sonu gelmeyen çifte standartlardan ibaret olan Avrupalılar, köpekleri ölünce duydukları kederin onda birini bu insanların ölümüne duymuyorlar. Durum böyle olunca acılar dinmiyor, katlanarak çoğalıyor.

Ülkesindeki azınlıklara insanca muameleyi reva görme-

yen kızıl Çin, Çinceyi ana dili olarak benimsemeyenlere iş ve aş vermemektedir. Çinliler kendilerini ayrıcalıklı saymaktadır. Uygur kökenli Müslümanlardan, eğitimde kendi dilini Çinceye tercih edenlere ilkel bir eğitim ortamı dayatmaktadır. Çinceyle eğitim görmek isteyenlere ise modern ortamlarda çağdaş eğitim vermektedirler. Vahşetin kol gezdiği Çin’de, başta Uygurlar olmak üzere, anadillerinde eğitim görmek isteyen azınlıkların iş almaları imkânsız denecek kadar zordur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Filistin için ne yaptın?... - Sayı 122
Öz musikimizin piri: Must... - Sayı 122
Anadolu Türk masallarında... - Sayı 121
Malazgirtin aslanları... - Sayı 121
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Anlam peşinde
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Parlamenter sistem ve mağdurları
Kırk gün bir ölüyü bekleyeceksin
Niye döktün gözyaşımı


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14444835
 Bugün : 3696
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 627817
 Bugün : 537
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 72
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim