Oy Namustur Halis Arlıoğlu Sayı:
116 -
Evet, mecâzi değil, gerçek mânâda oy NÂMUSTUR…
Ve kişinin inanç, ahlâk, karakter, ideali, yaşantısı ve zihniyetinin dışa yansıyan aksi, aynasıdır. Ve oy, namus, şeref, haysiyet ve duruş demektir. O yüzden şahsiyetli, haysiyetli ve izzeti İslâm’a sahip bir kişinin ve oyun, bunların azılı ve amansız düşmanı olanlara gitmesi, onlara destek ve güç vermesi; hıyanetin, ihanetin, inançsızlığın, ideal ve faziletsizliğin, şuursuzluğun, hayâsızlığın bir zaferi ve benzer mukaddeslerimizin katliamının, hakaret ve tecavüzlerin müşahhas örnekleridir.
Bu özelliğe ve islâmi haysiyete sahip olmayan oyların en büyük örneği; apo-pkk-etö (Ergenekon terör örgütü) vb şer odakların, millî birliğin, din ve inançlarımızın tahripçi ve tahrikçileridir. Ülke ve millet düşmanlarının azgınlığı ve kudurganlıklarıdır. Ankara’da çarşaflarına anarşi ve terör hâmilerine, inançlarımızın tüm mukaddesatımızın en müfrit müfsit ve muannit 80 yıllık düşmanlığın remzi olan rozeti taktırıp da Mersin’de o çarşafı ve taktıranları onun tesettürün haysiyeti üzerinde tepinip parçalatan bir oyun reyin ne haysiyeti olur? Bu tür davranışlar ve halkımızın mukaddesatına saldırı araçları olan oylar reyler, bataklıktaki mikropları takviye şeklindeki gübrelemeye benzer. Kendi kalesine gol atmak ve koyuna kurtların saldırmasını sağlamakla basiret ve ferasetsizliğin dik âlâsıdır. (05.02.2010 basından)
İşin başka bir boyutu ve hazin tarafı da şudur. Bugün sağcı, muhafazakâr, milliyetçi geçinen yavru ve civciv particiklerin tamamı, DP’nin devamı ve ucundan kenarından onun siyasî ideallerini savunduklarını söylemiyorlar mıydı? Pekiyi AKP neyi ve kimi, hangi idealleri, fikirleri savunuyor? Bütün bu partilerin alayı; CHP’nin yıllar içindeki mağduru ve mazlumu değiller miydi? Akıl için yol bir olduğuna ve bunların geçmişteki gibi bu seçimde de bir varlık gösteremeyecekleri ayan beyan belli iken hepsinin ayrı telden çalmasının ve bölünüp parçalanmasının kimin ekmeğine yağ sürüleceğini bilmemek bir gaflet, bunda ısrar etmek ise ayrı bir hamâkattir.
Üstelik geçmişte –her ne sebeptense- sizlerin yapamadığınız ve her biri Türkiye tarihinde devrim demiyorum inkılâp olan olayların meydana çıkmasını sağlayan ve tüm şer odakların yıkıcı faaliyetlerini tecavüz ve tahriklerin muhatabı olan bir partiye destek vermemek, akıl ve mantıkla izahı mümkün değildir. Bugün AKP’ye gelen bu saldırı ve hakaretler dolaylı olarak o partilere ve halkımıza tecavüzdür. Ve tüm inançlı halkımızı kapsamaktadır. Böylesine büyük ve bütün milleti kapsayan bir tehlikenin karşısında siyasî makam, mevki, şan, şöhret budalalığı peşinde olup hırs ve malum arzularının tatmininde bulunmak asla sorumluluk ve vatanseverlik değildir. Unutmayın ki, Fetöcülerin o kirli ve karanlık hedeflerinde, CHP ve yandaşları değil sizler varsınız. Uçak düşürmeler, cami bombalamalar, türban mağdurlarını ve kamusal alan kapsamına girenlerin imhası, sizin de imhanız mânâsı demektir. Bunlardan elem ve ızdırap duymayan bir siyasetçi makyavalist bir adamdır. Asla gerçekçi değildir…
Hem yıllar ve yıllarca milletin önünde darbe ve cunta mağduru, mazlumu olduğunu söyleyip salya sümük ağlayacak hem de böyle bir fırsatı değerlendirip birlik olması gerekirken buna yanaşmamak bir ihanettir. Karşı tarafa yardım ve onların ekmeğine yağ sürmek, işini kolaylaştırmaktır. Takiyyedir, ayıptır. Oyunu şer odaklara verenle aynıdır.
Evet oy, mukaddestir, muazzezdir, inanç ve haysiyettir, şereftir, izzet ve vakardır. O yüzden bunların düşmanı olan zihniyet ve ideoloji ürünlerinin kirli karanlık gayelerine, tecavüz ve hakaretlerine alet ve vasıta yapılarak, ayaklar altına alınan bir paçavra değildir.
Oy, dirilme, direnme, ayağa kalkma haysiyetine sahip olmaktır. Burada merhum M. Akif’ten bir alıntı yapmak istiyorum.
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarihi “tekerrür” diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
Bugün milletçe karşılaştığımız olaylar sebebiyle bu ifadenin ne kadar yerinde ve gerçeği ifade ettiği görülmektedir. İnançlarımıza, millî ve mânevî değerlerimize korkunç bir saldırı var. Bu konularda hissiz ve duygusuz olmak, safını ve istikametini belirleyip batıla karşı hakkın yanında olmamak Müslümana zul sayılır. Sadece bu saldırılar değil, dış düşmanlarla açıkça işbirliği yapanları göz ardı etmek, maruz kaldığımız felâketlerden ibret almamak hamakat örneğidir.
|