Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1030 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Müzik, kültür kimliği oluşmasında dil kadar önemlidir
Site Editörü

  Sayı: 117 -

Yazının başında sizlere melodilerini muhtemelen hemen anımsayacağınız birkaç eseri hatırlatacağım. İlki “taleal bedru”… Kendi kendinize bu eseri mırıldandığınızı veya Çağrı filminden aklımıza kazınan hali ile şarkıyı dinlediğinizi düşünün, hangi duygularınız depreşti, Efendimiz mi aklınızda düştü, yoksa Umre hatıralarınız ya da Kâbe’yi ziyaret arzusu mu? İki dakika önce uyuyan bir güvercin gibi olan duygular bir melodi ile nasıl başını kaldırdı, değil mi?

Muhtemelen hatırlayanların sayısı daha az olacaktır, diğer eser Altın Hızma türküsü, “Gün gördüm, günler gördüm; Seni gördüm şad'oldum”. Bağlama ezgileri ile türküyü hatırlarken aklınıza birden Kerkük düştü mü?

Canlıların dış dünyayı algıladıkları farklı duyuları vardır. İnsan ve fizyolojik olarak benzer canlıları düşünürsek ilk akla üç temel duyu gelir, steryo çalışan iki gözü, iki kulağı ve burnu. Sayı konumuz müzik olunca gelin her birinin değeri dünya kıymetleri ile ölçülemez derece olan bu üç duyudan kulak üzerine biraz düşünelim.

Hz. Mevlânâ Mesnevi-i Şerif’ine “bişnev” yani “dinle” diye başlamış. Osmanlı son dönem bürokratlarından Mesnevi şârihi Abidin Paşa “Bişnev”i şerh ederken “âmâ peygamber vardır ama sağır, dilsiz yoktur” diyerek duymanın hikmeti üzerine çarpıcı bir örnek vermiştir. Kendisinden bizzat sohbet dinleme bahtiyarlığına eriştiğim bir büyüğüm ise “derviş kulaktan gebe kalır” demişti, kemâlat yolunda sohbetin ve hali ile onu dinlemenin önemini anlatan sohbetinde…

Kulaklarımız belirli frekans aralığındaki sesleri işitiyor. Bu seslerden bazılarına müzik veya musiki diyoruz. En beğendiğim müzik tanımı da bunu anlatıyor: “Sesin âhenksizine gürültü, âhenklisine müzik veya musiki derler”.

Musiki kelimesi sanki irfanımıza daha yakın gözükse de, hem müzik hem musiki kelimeleri aynı kökten geliyorlar. Antik Yunan kökenli olan bu kelimeler, dokuz ilham perisinin ortak adı olan museden geliyor. Bu bilgiyi ilk okuduğumda iki nokta dikkatimi çekti, biri ilham, diğeri âhenk. İlhamın olması, konunun içinde Allah’ın olduğunu gösteriyor, neyin yok ki? Âhenk ise bir düzeni anlatıyor. Âhenkli olan her şey düzgündür, âhenk bozulursa sorun var demektir.

Dinlemek sadece duymak demek değildir, hak olanı duymak ve buna uymak demektir. Kur’ân-ı Kerîm’de “işittik ve itaat ettik” diye geçer. Hak olanın işittirilmesinde musiki bir usül olarak çok kullanılmıştır. İlâhi dediğimiz ve güftelerinin çoğu evliya nutku olan bestelerin sözleri az kelime ile çok büyük hikmetler sunar. Derecâtı âli olsun, sahaflar şeyhi Muzaffer Ozak bu konuda dervişlerine “ilâhilerin yüzde onunu anlasanız, evliya olursunuz” diyerek bu sözlerin ne kadar kıymetli olduğunu belirtmiştir.

Toplumların kimliklerini oluşturan en önemli unsurlardan biri dildir, dil varsa söz vardır, söz varsa dinleyen vardır. Söylenen sözün âhenklisine müzik dediğimize göre müzik veya musiki de dil gibi çok önemli bir kültür unsurudur. Cumhuriyet tarihine baktığımızda musikimizin başına gelenler toplum üzerinde etkisinin bir ispatı gibidir. Aslında harf inkılâbı gibi bir musiki inkılâbı da yaşadık ancak bu harf inkılâbı kadar bilinmiyor. Radyolarda Türk musikisininin yasaklanması, yeni bir Türk musikisi oluşturulması için yurt dışından müzisyenlerin getirilmesi, Türk musikisinin dramatik ve yetersiz bulunması gibi birçok şaşırtıcı olay yaşanmıştır bu süreçte. Radyo satışlarının dibe düşmesi, Mısır radyolarının popüler olması, Arap müziği ve arabeskin ülkemizde gündem olması da bu gelişmelere bağlanıyor.

Bugün geldiğimiz noktada Türk musikisi yasaklardan kurtulmuş durumda ama dünya çapında bir Türk musikisi varlığından söz edemiyoruz. Duyguların yoğun olduğu yerlerde insan kendinden olanı ister, yabancı dilde konuşurken çok sinirlenirseniz kendi dilinizde küfür etmek istersiniz, müzikte de öyle. Ama bizden olmayan müzik bizden olana göre çok daha baskın olursa zamanla müziğimizi, haliyle de kimliğimizi kaybetmeye başlarız. Cumhuriyet dönemindeki harf ve musiki inkılâpları bu kimlikten uzaklaşıp Batı kimliğine kavuşmamız içindi. İki arada bir derede kalmamız belki de bundan. Ne batılı olabildik, ne doğulu.

Müziğin de dil kadar kültür kimliğimiz üzerinde etkili olduğunu, genç nesiller için belki daha da önemli olduğunu hatırlamamız gerekiyor.

Sözleri, bir güzelin sözü ile bitirelim: “Her musikî ‘Elestü bi-Rabbiküm’ü hatırlatır çünkü en büyük âhenk Hitab-ı İzzet’dir. O Hitab-ı İzzet’i çağrıştırdığı için musikîden zevk almayan mahlûk yoktur.”


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Vekâlet savaşları... - Sayı 126
Çocuklar bizim geleceğimi... - Sayı 125
Hayatın merkezi anneler... - Sayı 124
Zor sınavımız mülteci mes... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16321161
 Bugün : 2346
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694210
 Bugün : 121
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 165
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim