MÜSLÜMAN MİLLÎ İRADE DÜŞMANLARINA KARŞI DURANDIR Halis Arlıoğlu Sayı:
117 -
Evet, mecazi değil, gerçek mânâda oy “namus”tur, ve kişinin inanç, ahlâk ve karakterinin idealinin, yaşantısının ve zihniyetinin dışa yansıyan aksi, aynasıdır. Ve oy, namus, şeref, haysiyet ve duruş demektir. O yüzden; şahsiyetli, haysiyetli ve izzeti İslâm’a sahip bir kişinin ve oyun, bunların azılı ve amansız düşmanı olanlara gitmesi, onlara destek ve güç vermesi; hıyanetin ihanetin, inançsızlığın, ideal ve faziletsizliğin, şuursuzluğun, hayâsızlığın bir zaferi ve benzer mukaddeslerimizin katlinin, hakaret ve tecavüzlerin müşahhas bir örnekleridir.
Bu özelliğe ve İslâmî haysiyete sahip olmayan oyların en büyük örneği; APO-PKK-FETÖ ve benzeri şer odakların, millî birliğin din ve inançlarımızın tahripçi ve tahrikçileridir. Ülke ve millet düşmanlarının azgınlığı ve kudurganlıklarıdır. Ankara’da, çarşaflarına anarşi ve terör hamilerine; inançlarımızın, tüm mukaddesatımızın en müfrit, müfsit ve muannit 80 yıllık düşmanlığın remzi olan rozeti taktırıp da Mersin’de o çarşafı ve taktıranları, onun -tesettürün- haysiyeti üzerinde tepinip parçalatan bir oyun, reyin ne haysiyeti olur? Bu tür davranışlar ve halkımızın mukaddesatına saldırı araçları olan oylar, reyler; bataklıktaki mikropları takviye şeklindeki gübrelemeye benzer. Kendi kalesine gol atmak ve koyuna kurtların saldırmasını sağlamak, basiret ve ferasetsizliğin dik âlâsıdır… (05.02.2010 Basından)
İşin başka bir boyutu ve hazin tarafı da şudur. Bugün, sağcı-muhafazakâr-milliyetçi geçinen yavru ve civciv particiklerin tamamı; DP’nin devamı ve ucundan kenarından onun siyasî ideallerini savunduklarını söylemiyorlar mıydı? Peki, Ak Parti neyi ve kimi, hangi idealleri, fikirleri savunuyor? Bütün bu partilerin alayı, CHP’nin yıllar içindeki mağduru ve mazlumu değiller miydi? “Akıl için yol bir” olduğuna ve bunların, geçmişteki gibi bu seçimde de bir varlık gösteremeyecekleri ayan beyan belli iken, hepsinin ayrı telden çalmasının ve bölünüp parçalanmasının kimin ekmeğine yağ süreceğini bilmemek bir gaflet, bunda ısrar etmek ise ayrı bir hamakattır.
Üstelik geçmişte her ne sebeptense sizlerin yapamadığınız ve her biri, Türkiye tarihinde “Devrim” demiyorum, infilak olan olayların meydana çıkmasını sağlayan ve tüm şer odakların yıkıcı faaliyetlerin, tecavüz ve tahriklerin muhatabı olan bir partiye destek vermemek, akıl ve mantıkla izahı mümkün olmayan bir durumdur. Bugün Ak Parti’ye gelen bu saldırı ve hakaretler dolaylı olarak o partilere ve halkımıza tecavüzdür. Ve tüm inançlı halkımızı kapsamaktadır. Böylesine büyük ve bütün milleti kapsayan bir tehlikenin karşısında, siyasî makam, mevki, şan, şöhret budalalığı peşinde olup hırs ve malum arzularının tatmininde bulunmak, asla sorumluluk ve vatanseverlik değildir. Unutmayın ki, FETÖcülerin o kirli ve karanlık hedeflerinde; CHP ve yandaşları değil, sizler varsınız. “Türban mağdurlarının ve kamusal alan” kapsamına girenlerin imhası, sizin de imhanız anlamına gelir. Bunlardan elem ve ıstırap duymayan bir siyasetçi makyavelist bir adamdır. Asla gerçekçi değildir.
Hem yıllar ve yıllarca milletin önünde, darbe ve cunta mağduru-mazlumu olduğunu söyleyip, salya sümük ağlayacak, hem de böyle bir fırsatı değerlendirip birlik olması gerekirken, buna yanaşmamak bir ihanettir. Karşı tarafa yardım ve onların ekmeğine yağ sürmek, işini kolaylaştırmaktır. Takiyyedir, ayıptır. Oyunu şer odaklara verenle aynıdır.
Oy, dirilme, direnme, ayağa kalkma haysiyetine sahip olmaktır. Burada merhum M. Akif’ten bir alıntı yapmak istiyorum.
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarihi “tekerrür” diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
Bugün milletçe karşılaştığımız olaylar sebebiyle bu ifadenin ne kadar yerinde ve gerçeği ifade ettiği görülmektedir. İnançlarımıza, milli ve manevi değerlerimize korkunç bir saldırı var. Bu konularda hissiz ve duygusuz olmak, safını ve istikametini belirleyip batıla karşı hakkın yanında olmamak Müslümana zul sayılır. Sadece bu saldırılar değil, dış düşmanlarla açıkça işbirliği yapanları göz ardı etmek, maruz kaldığımız felaketlerden ibret almamak hamakat örneğidir.
Gerçek ve şuurlu Müslümanın oyu alınıp satılan meta değildir. Özellikle haydut ve haytalara harami ve yol kesicilere destek olan bir payanda değildir. Şunu özellikle belirtmek isterim ki, idrak ve insaf yoksunu “Ordu yargı el ele CHP iktidar” şeklindeki iğrenç sloganla ülkeyi yöneten zihniyetten bu millete hayır gelmeyeceğinin bilinmesi gerekir. Ayrıca inanç ve milli irade düşmanlarına asla destek olunamaz. Bu şuura sahip olmayan güruh ise milletin ve ülkenin en büyük derdi 6 Şubat depreminden daha büyük bir felakettir. Her onurlu ve haysiyetli Müslümanın bunu düşünmesi ve ona göre hareket etmesi gerekir.
Şer cephesinin bütün azgınlığına, şirretlik ve tecavüzlerine rağmen hâlâ kendine gelip safını belli etmeyen, yaygınlaşan bu hayâsızlıklara tepki göstermeyen sözde Müslüman merhum M. Akif’in dilinden şunu söylemek istiyorum.
“Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan...
Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan!..” Ve
“Sen ey bîçâre dindaş, sen ki, bizden hayr ümîd ettin;
Nihâyet, ye'se düştün, ağladın, ağlattın, inlettin.
Samîmî yaşlarından coştu rûhum, hercümerc oldu;
Fakat, mâtem halâs etmez cehennemler saran yurdu.
Cemâat intibâh ister, uyanmaz gizli yaşlarla!
Çalışmak! Başka yol yok, hem nasıl canlarla, başlarla.”
|