Kürtlerin PKK ile imtihanı Ekrem Yılmaz Sayı:
121 -
Musa IŞIN’ın kaleme aldığı “KÜRTLERİN PKK İLE İMTİHANI” isimli eseri mükemmel bir araştırmacı gazetecilik örneği olarak elimizde.
Musa IŞIN bir bürokrat. 1992 de Erzurum Başkale’de kaymakam olarak başladığı meslek hayatında valilik, mülkiye müfettişliği ve içişleri bakanlığı üstdüzey yöneticiliklerde bulunmuştur. Özellikle Ağrı Valisi iken çok olaylar yaşamış ve terörle mücadelede etkin görevler üslenmiştir. Halen kendisi Kütahya valisi olarak görev yapıyor.
Bir yöre insanı olan Musa IŞIN Kürt vatandaşlarımızın PKK elinden çektiklerini birebir yaşayarak şahit olmuş ve üstelik her türlü araştırma yöntemini kullanarak bölgenin bu sorununa önemli mesai harcayarak mücadelesinin yanında kitaplık çapta eserini de vermiştir.
Eser 255 sayfa… Her satırı bilgi, tecrübe ve araştırma sonucu verilerle dolu. Kitap altı bölümden oluşuyor. Bu altı bölümün sonunda bir sonuç ve öneriler bölümü ile bitiyor. Meseleyi sadece teşrih masasına yatırmakla bırakmamış, değerlendirmesini de yaparak, fert ve toplum olarak üzerimize düşenleri de saymıştır.
Kitap akıcı bir üsluba sahip. Okuyucuyu sıkmadan meseleleri birbirine ekliyor ve merakla okutuyor. Kitap kendisini şöyle takdim ediyor: “Bu kitabı okuduğunuzda PKK’nın Kürtleri temsil etmediğini, aksine Kürtlere büyük kötülükler yaptığını göreceksiniz. PKK terör örgütünün, bırakın Kürtleri temsil etmeyi, Kürtlerin hasmı olduğunu göreceksiniz. Çünkü Kürtlerin inançlarını, ailelerini, çocuklarını, can ve mallarını hedef almaktadır; geleceklerini çalmaktadır. Kürtler için PKK’dan daha hasım bir örgüt yoktur. Bu çalışmada PKK’nın Kürtlerin dokunulmaz gördüğü bütün kutsal değerlerine düşmanca davrandığını ve onları nasıl tahrip ettiğini göreceksiniz.” Ve PKK’nın bu kötülüklerini hem onların kendi ağızlarından, yayınlarından ve yaşananlardan örneklerle gözler önüne seriyor.
Kitap 6 bölümden oluşuyor dedik. Bunların muhtevasından kısaca bahsetmek gerekirse şöyle özetlenebilir:
Birinci bölümünde devletin siyasi görüşmeler yoluyla PKK’yı bitirme çalışmalarından bahsetmektedir. Burada çözüm süreci konu edilmekte ve örgütün oyunu bozması anlatılmaktadır.
İkinci bölümde PKK’nın ideolojisi ele alınmıştır. Bu ideolojinin çarpık bir yansıması olarak PKK’nın İslâm’a bakışını Öcalan’ın kendi sözlerinden, örgüte bağlı birimlerin eylem ve uygulamalarından gözler önüne sermektedir.
Üçüncü bölümde PKK/Öcalan’ın aile kurumu ve kadınlara dair düşüncelerini anlatıyor. Veriler örgütün elinden kaçan kadınların anlattıklarından oluşuyor.
Dördüncü bölümde PKK terör örgütünün Kürt çocuklarını alarak ailelerin hayallerini yıktığını ve geleceklerini nasıl kararttığı hikâyelerini okumaktayız.
Beşinci bölümde PKK’nın meydana çıktığı 1984 yılından beri Kürt köylerinde yaptığı hunharca katliamları, öldürülen masum çocuk ve kadınları konu edinmektedir.
Altıncı ve son bölümde devlet/hükümet tarafından uygulanmasında fayda mülahaza edilen öneriler sıralanmaktadır.
Bu özetten sonra dikkatimizi çeken, manidar bazı cümlelerini sıralamak isteriz:
* “Hepimiz Türkiye adlı bir gemideyiz ve uzun yıllardır bu gemiyi, çocuklarımızı kandırarak batırmaya çalışan emperyalist devletler var.”
* “Şiddet hiçbir zaman bir hak arayışı yöntemi olamaz. Bu hem yönetenler ve hem de yönetilenler için geçerlidir.”
* “Şu unutulmamalıdır ki, PKK bir halk hareketi değildir, öyle olsaydı işimiz zor olurdu. PKK her şeyden önce ideolojik olarak halka ters düşmüş, Müslüman halk da PKK’yı ‘dinsiz’ olarak görmüştür.”
* “Bütün gözlemlerimiz, tecrübelerimiz ve okumalarımız bize bir şey öğretti: Küresel Güç Odaklarının himayesi olmadan yeryüzünde hiçbir terör örgütü mevcudiyetini sürdüremez. Bu odakları da hepimiz tanıyoruz.”
* “Bugün ABD ‘dur’ dese PKK dâhil durmayacak hiçbir terör örgütü yoktur. Kısaca biz, yıllardır PKK ile savaşmıyoruz. Biz, perde arkasındaki Küresel Güç Odakları ile savaşıyoruz. Yoksa bu örgütün ne takati kalırdı ne de silâhı. Bu Güç odakları PKK vasıtası ile Türkiye ile örtülü bir savaş yürütmektedir. Özellikle 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi, bu örtüyü tamamen kaldırmıştır.”
* “Acaba PKK Kürtlerin düşmanı olsaydı bundan daha fazla nasıl bir kötülük yapabilirdi. Artık herkes görmeli ki bu örgüt, Kürtleri temsil etmiyor, Küresel Güç Odaklarını temsil ediyor ve onlar adına ülkemize karşı vekâlet savaşı yürütüyor.”
* “Halk da tepkisini: Sağlarımızı evsiz, ölülerimizi mezarsız bıraktınız, isyanı ile çok veciz bir şekilde ifade etti.”
* “Bütün Avrupa sadece Hristiyanlık paydasında bir araya gelirken, sayısız ortak noktamız olan bizler aklımızı mı yitirdik ki parçalanalım. 80 milyon ya birlikte hür ve bağımsız yaşayacağız ya da birlikte zillete duçar olacağız. Biz Irak ve Suriye’ye benzemeyiz. Böylesi bir durumda sadece biz değil, yeryüzünde bizden başka ümidi ve sığınağı olmayan 2 milyara yakın Müslüman da korunaksız ve sahipsiz kalacaktır.”
Netice olarak Kütahya Valimiz sayın Musa IŞIN’ı bu gözü kara eserinden ve genel gayretlerinden dolayı tebrik eder, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Ve şu çağrısı ile noktalıyoruz:
“Bir taraftan kudret sahiplerine(!) inat tam anlamıyla yek vücut olacağız, bir taraftan da içimizden devşirilen ihanet şebekelerine karşı amansızca mücadele edeceğiz. Bunun adı DEAŞ olmuş, FETÖ olmuş, PKK olmuş hiç fark etmez.”
|