Yazı ihtiyaçtan yazılıyor Ekrem Yılmaz Sayı:
40 -
Nasıl ki, hükümet konakları önlerinde veya etrafındaki sokaklarda arzuhal”ciler vardır ve Mutlaka lüzumlu ve zorunlu biri için yazarlar yazılarını (dilekçelerini), işte öyle, bir yazarda nesir veya şiirini ihtiyaçtan, zorunluluktan yazar. O yazı çeşidi ile çok gerekli, lüzumlu bir gerçekliği veya hayali dile getirir, aydınlatır veya ilerisi için projektör tutar. Böylelikle mesajını satırlarında kalıba döker. Yazmazsa ne olur? Bir “insan”, yemezse ne olursa, o olur! Yazmazsa olmaz! Yazmadan yapamaz! Yani hadise o kadar “hayati”dir. Yazmazsa; yaşamazsın, yemezsin, içmezsin, solumazsın daha iyi olur, demeye var. O halde her yazı bu kadar ehemmiyetliyken, ya hiçbir tepki olmazsa yazar ne yapar? Evet, o zaman hüsrana uğrar işte! Buna rağmen ne yapar? Bütün bu inkisarına rağmen, yine yazmaya devam eder! Artık okunmamayı ve anlaşılmamayı kanıksar ve artık yazıları kendisi, kendisine yazar. Çok iyi bir okuyucu kazanmıştır artık. Kendi yazar, kendi okur. Bu kendi çalıp kendi oynamaya benziyor, ama olsun. Hiç olmazsa yazı hedefini bulur. Olsun! Anlayarak okuyan “bir kişi” var sonuçta. Kendi için yazan, kendi okuyan, asla şikâyet etmeyecek; okunmamak ve anlaşılmamaktan! Yoksa “tılsım” bozulur ve yazamaz olur yazar. Yaz ve saf zaman gelince; Elbette bir sahibini bulur yazı... Kimseyi bulamazsa, “Molla Kasım”ı bulur! Bir de... Duydum ki: Allah hiçbir şeyi zayi etmiyor!
|