Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3332 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Estetik
Kürsü Nizam

  Sayı: 58 - Ekim / Aralık 2007

(Bu bölümdeki imzasız yazılar İman ve İslâm  Atlası'ndan alınmaktadır)
(Edep bahsine, kaldığımız yerden devam ediyoruz)

(Estetik), yani güzellik, bedî ölçüsü... Onun hem hazinesi bizde, hem de en yoksunu yine biziz. Ne acı!..

"Allah güzeldir ve güzeli sever!" hadîsi İslâm (estetik) ölçülerinin tohumunu verir. Bu tohumu yetiştirmek ve geliştirmek, cemiyet bahçesini onun fidanları, ağaçları ve çiçekleriyle ziynetli bir fidelik haline getirmek şart... Şeraite aykırı olmayan her güzel şey İslâm'ın malıdır.
Bedî idraki, içinde akıl ve mantığın pek az, seziş ve bedahet hissinin pek çok olduğu bir mevhibe...

Allah onu ruhumuza öylesine nakşetmiştir ki, âdetâ doğru ve iyinin en dakik terazisi ve nizam âleti olarak kalbimizde ayrı bir göz teşekkül etmiştir.
Bütün güzel sanatlar bu idrakin temelinde... Ve madde gözü şu kadar kilometrenin ötesini göremezken bu göz, hayalin kanatları üstünde aşk hıziyle uçar, varır, ezer ve fetheder.

Malik olduğumuz hazinenin yoksunu yine biziz dedik; hazine Kâinatın Efendisi, yoksun olan da o nimeti yalnız kabukta temsil edip içini asırlardır boş bırakma yoluna sapmış bulunan bütün bir İslâm dünyası...

Hristiyanlığın vardığı nokta, esası bâtıllaştıran bir dini, çirkinden güzele intikal ettirebilmek için sun'î vasıtalarla ve zoraki makyajlarla güzelleştirmek olmuşken, münezzeh İslâm'ın son merhalesi, aslında güzel olanı, temsil kadrosunda çirkinleştirmekten ibaret kalmıştır...

Umulur ki, 15. İslâm Asrının yenileyicisi İslâm'da estetik plânı başa alsın... Zira güzellik, hesap ve kitap sordurmadan, yakalayıcı, zapt ve fethedicidir.

Güzellik, doğru ve iyinin, tek kelimeyle hakikatin zarafet ambalajıdır ve kordelâsı kopunca, kimse, yere dökülen maddeleri dökülünce maddelerin toplamak ve değerlendirmek zaruretine katlanmaz. Tam 4 asırdır İslâm'ı, üzerinde küf ve pası silmeyerek çirkin görünmeye mahkûm kılmış bulunuyoruz. Ve köylüye, çobana, yahut yobaza, acuze kadına yakışır bir din... Hele birbuçuk asırdır gelişimiz İslâm'ı uyuz hastalığı gibi bir ayıp olarak görmeye başlamanın ve başlatılmanın züppe cereyanını çerçeveler...

Son zamanların (Reform) esnafı, İslâm binasını, önündeki çöplükleri temizleyip meydana çıkaracakları yerde, sanki o bina çökmeye mahkûm imiş de bir desteğe muhtaçmış gibi, sahte ve dışarıdan tedarikli payandalarla ayakta tutmaya çalışan bedbahtlar...

Huzurunda dert yanarken, heyecanından elinde olmayarak kötü bir ses çıkaran kadının ezgin ve bitkin mahçupluğunu görüp "yüksek sesle konuşunuz, ben işitmiyorum, duymuyorum, sağırım!" diyen, böylece kadını kurtaran ve ismi bu yüzden "Sağır" diye çıkarılan velîyi misâl alınız ve bu ağlatıcı misâlden tüten ağlatıcı estetik buğusuna dikkat ediniz! Onun yerinde bir kaba softa bulunsaydı "ne haltettin, defol git!" diye bağırırdı. Bu mu Peygamber ruhaniyetine vâris olmanın şânı?..

Kâinatın Tacı, içi ve dişiyle, dünyanın en güzel erkeği... Kızı, rikkat ve hassasiyet mâdeni Hazret-i Fatıma diyor ki: "Yusuf'u gördükleri zaman güzelliği karşısında farkında varmadan ellerindeki bıçakla parmaklarının kesenler, eğer benim gördüğümü görselerdi yüreklerini parçalarlardı..." Her hal ve edada bir güzellik...

İş Allah tarafından güzel yaratılmış olup olmamakla bitmez; her işde, her tavırda, her harekette güzeli ve güzelliği aramak icap eder.
Dünyada kendisine sevdirilen üç şeyin, kadın, güzel koku ve namaz olduğunu bildiren Gaye – İnsan ve Ufuk – Peygamber'den alınacak güzellik dersi, tayin etmedikleri yerlerde bile (estetik) plânında müslümana rehberdir.

Ağzını karanlık ve pis kokulu bir kuyu gibi açıp nefs ve benlik hırıltılariyle vaaz veren, yahut Kur'ân'da bir kelimeyi sökemedi diye talebesinin başına sopayı indiren kaba softa, her şeyden evvel çirkin ve galîzdir ve bu usulle din telkin etmeye kalkışmak dine ihanettir.

"Dinde ikrah yoktur!" buyuran Allah ve "dinde zorluk mevcut değildir!" fermanını veren Resul, en ulvî hakikat ifadesiyle yan yana güzellik plânını da göz önüne sermiş değil midir?.. Zarafeti kolay yapılan hareket diye çerçeveler Batılı (estetik) telâkkisi... Cedlerimizin "sehl-i mümtenî" tabiri de insan ruhuna işleyici kolaylık mânâ- sına güzelliği ön plâna alır. İzah yok seziş var...

Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Hân devrinde Japonya'dan İstanbul'a İslâm'ı tetkik etmek üzere bir heyet geliyor. Meşîhat dairesinden emirlerine verilen, İslâm temsilcisi rolünde bir sarıklı efendiyle saray arabasında giderlerken bu efendi sağ elini burnuna bastırıp sol tarafiyle dışarıya doğru sümkürüyor ve sonra burnunu eliyle kurutup parmaklarını arabasının ipek ve canfes döşemesinde siliyor. Heyet, "biz böyle davranan bir insandan din telâkki edemeyiz!" diyor ve memleketlerine dönüyor. Buyurun size bedî ölçüsünden nasipsizliğin yürekler acısı timsali sarıklı efendi misali!

Allah'ın Sevgilisi bir gün Medine sokaklarından geçerken yollarının üstünde tiksindirici bir manzara gördüler ve kalakaldılar. Sahabîler koşuşup o manzarayı kaldırmadan geçemediler. Rikkat ve nazâhatin bu derecesi karşısında O'na bağlılık taslayanların haline bakın!.. Kaba softada bulunmadığı görülen ilk şey (estetik) ifadesidir. O yerken de, içerken de, otururken de, kalkarken de, konuşurken de, görüşürken de, çirkindir.

Dinden kaçırdıklarımızı, kaba softa ve ham yobazın çirkinliği yüzünden kaybettik; dine çekemediklerimizi de aynı sebepten uzak bıraktık.

Öyle bir ahlâk ve edep zabıtamız olmalı ve bu zabıta insanları falakaya yatırarak değil, evde, mektepte ve sokakta mânen kol gezerek hükmünü yürütmeli ki, camiden çıkan her müslüman yakasında bir el görsün ve kulağında bir ses işitsin: "Her halinde İslâm'ı güzelleştirmek zorundasın ve onun gûya kaidelerine uymuş görünerek çirkinleştirmeye mezun değilsin!"... Hani ya bu nefs murakabesi?..


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Gıda... - Sayı 94
GIDA... - Sayı 93
MEVLİT... - Sayı 68
D?NYA... - Sayı 67
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14593339
 Bugün : 3880
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631100
 Bugün : 747
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim