N?anslar: "?iir-d???nce" ve ?iire Has ?er?eveler Mehmet Hasret Sayı:
67 - Temmuz / Eylül 2009
Şiir, dekor çizmektir.
Şiir, öyle ki, her zerrede, çizgide, hacimde ve ötesinde bir tutkunun kaşıdığı, bir benlik bilgisi merakının ateşlediği, öteler dilinin kurcalayıcısı bir hal veya o halin dile gelmez duygu ve düşünce arası çekişme yükünün has ismi ve o çekişmenin soy haritacılığı...
Ve soyutluğu, bilinmezi, hiç anlaşılmamışı hikâye ederek kafalarda bazı görüntüler canlandırmak, böylelikle duygulara hükmetmek, duyguların yüzlerini şekillendirmek ve mutlak bir ifadenin ipuçlarını dair fikir, tasavvur, tahassüs imkânlarını sınama, ortaya koyma, işaretleme keyfiyeti...
Kelimelerin başka anlam yüzeylerine doğru kayması şiirle...
Kelimelerin ufka doğru kayıp gitmesi şiirden...
Şiir büyücülük, lâubalilik, tekerleme ve kabalık kaldırmaz, o billur bir inci tanesidir, onu bulmak için kendini bir öldürüp bir diriltmen gerekir ki, gerçekte o, ben denilende ne varsa onu taklit ve kopya etme hali, kendine hitap biçimidir...
Şiir, koleksiyonculuk işi değildir, ustalığa şahitlik eden rafine bir terkiptir.
Şiirsiz, dünyada bir tüy bile kıpırdamaz.
Şiir saklanmaz, ama derinlerle birlikte görülür.
Şiir, eşyanın bir kıyısından size göz kırpar, dilini çıkarır, öpücük gönderir; size sataşır ki sıfatlarla ruhuna erişesiniz.
Şiir, düşünceyi inkılâp ettiren biricik kalp bakışıdır ve yazı sanatları arasında daha çok ruha hitap eden bir usuldür ve yazmaktan çok, yazılıyor olmakla nefeslenir ki zaten ancak o hikmetle has ve hakikî uzuvlarına kavuşabilir.
Şiir-düşünce, yoğundur, silkeleyicidir; ihtirasa yuvalanmıştır, kışkırtıcıdır; ama onun dili kutlu bir coşkunlukla huzur kapısına doğru, sade bir yoldur.
Şiir, hiçbir şartta süs tutmaz, sahtelik kabul etmez...
Şiir, sadece nereden çıktığı meçhul bir his değildir; onun eli sopalı olamaz, o hassas olma tavrındadır; dolayısıyla bu duruşla ancak devingenin peşinden gidebilir.
Şiir, mazlumdan yanadır. Kâh insanlığın, kâh benliğin... Başkasına zulmedeni de affetmez, kendine zulmedeni de... Bu yüzden, isyanla anılır bir imajı vardır. Ama o isyan değil, kendini yıkıp yeniden kurmaktır...
Aslında şiirde, çılgınlık derecesine varan bir kumarın izleri görülür; ya hep, ya hiç; hiç ortası olmadı.
Şiir, bir şablon üzerinden eşya orantılanışlarını buharlaştırıp keyfiyeti bir dekor kalıbına dökme işi ve onu hakkıyla billurlaştırma işidir, yani kısaca şiir, bir gerçeklikte olması gereken unsurların hayalde temsil edilen dekorunu çizmektir...
|