Ynternet Modalary Site Editörü Sayı:
61 - Ekim / Aralık 2009
Üniversitenin ilk yıllarında tanışmıştım internetle. O zamanlar siyah ekrandan atıyorduk e-postaları. İlk moda herkesin bir e-posta adresi olmasıydı.
Sadece okuduğumuz okuldan almıyorduk e-posta hesaplarını, o zamanlar yavaş yavaş günyüzüne çıkan e-posta servislerinden kendi ismin ile bir hesap almak çok revaçtaydı. Herkes kendi adındaki hesabı almak için yarışırdı, daha önceden alındığını görünce de mecburen sonuna ya doğum yılı ya da yaşını ekleyip öyle alırdı hesap ismini.
O zamanlar e-posta hesaplarının kotaları şimdiki gibi değildi. Gibi ne demek? Şu anda çoğu servis sağlayıcı neredeyse kota uygulamıyor, ancak o zamanlar 2 mb'lık kotalar vardı. Üstelik “pop3” gibi servislerden para alınırdı. İlk aklıma gelenler Rocketmail, hotmail gibi servis sağlayıcılar o yıllardan.
İlk internet yıllarının bir diğer modası da “ICQ” idi. “Anında mesajlaşma” diye adlandırılan servislerin ilk ürünlerindendi “icq”. İsrailli birkaç gencin kendi aralarında mesajlaşmak için yaptıkları program, kısa zamanda dünyayı kasıp kavurdu. Neredeyse her internet kullanıcısının bir “icq” hesabı vardı. Size yazı ile ifade edemeyeceğim “mesaj geldi” uyarı sesi hala kulaklarımda.
İlerleyen yıllarda birçok yeni internet modası çıktı karşımıza. İnternet medyası örneğin... Gazeteler bir bir internet siteleri kurmaya başladılar. Kardelen'in de internet sitesi macerası bu gelişmeleri takip eden yıllarda (2000) başlamıştı.
Daha sonra kişisel blog siteleri moda oldu. Bu moda halen devam ediyor. Aynı şekilde internet medyası da aynı hızla gelişmeye devam ediyor. “ICQ” yerini artık “MSN'e” bıraktı diyebiliriz.
Son yıllardaki diğer modalar ise video ve sosyal arkadaşlık siteleri oldu. Tabi burada “google'a” ayrı bir parantez açmak gerekir. “Google” da internetin çok önemli adımlarından biri olarak karşımızda duruyor ve modası kolay kolay geçecek gibi değil.
İki arkadaşın kurduğu “Youtube video sitesi” geçtiğimiz yıllara damgasını vuran bir diğer internet sitesiydi. Çok yüksek bir rakama Google'a satıldıktan sonra eski günlerini aratsa da, halen çok kullanılan sitelerden biri. Bu sitenin bir diğer özelliği de, ülkemizde mahkeme kararı ile kapatılan bir site olması.
Yakın zamanın bir diğer modası da “Facebook”. Uzun zamandır görüşemeyen arkadaşları bir araya getiren bu site, yine bir gencin ortaya çıkarttığı ve inanılmaz rakamlara büyük bir firmaya sattığı bir site. Kullanılmaya başlandığında kendisine neredeyse bağımlılık yaratan bir site Facebook. Kim, nerede, ne yapıyor gibi sorulara cevap veren bir site olması, sürekli kullanılmasını sağlıyor. Hattâ bu yüzden bazı firmalar mesai saatleri içinde bu siteye girişi yasaklıyorlar.
Sizlere bahsedebileceğim son moda ise “Twitter”. Twitter, Facebook'tan farklı olarak kişilerin “o anda” ne yaptıklarını tutuyor. Mobil cihazlardan da erişim olabildiği için, kullanıcılar her yerden “durum bilgisi” güncelleyebiliyorlar. Özellikle ünlülerin “twitter” günceleri çok ilgi görüyor. Ülkemizde de, özellikle medya ünlüleri arasında çok moda twitter. Hatta eski ve yeni nesil arasında twitter üzerinden, teknoloji ve getirdikleri üzerine sert tartışmalar bile yaşanıyor.
Kardelen olarak, bu “modaların” bazılarına biz de uyuyoruz. Örneğin internet sitesi... Derginin sitesinin olması “olmazsa olmaz” olarak kabul edilebilir artık. Yani “moda” kavramından “zorunluluk” durumuna geçmiş durumda.
Şu günlerde uyduğumuz bir diğer moda da “videolar”. “Dağarcık” adı altında oluşturduğumuz yeni bölümde, hem kendi hazırladığımız videoları, hem de internette görüp sizinle paylaşmak istediğimiz videoları yayınlayacağız. İlerleyen günlerde, sitedeki yazılarda olduğu gibi, videolar için de yorum bölümünü açmayı düşünüyoruz.
Umuyorum bu ve benzeri özelliklerle, Kardelen olarak okurlarımızın ilgisini çekmeye devam ederiz.
İyi okumalar.
|