Ynterneti kim disiplin altyna alabilir? Fatih Öncü Sayı:
63 - Ocak / Mart 2009
İslâm dini tüm insanlara indirilmiştir. Allah (cc) diğer (özde İslâm olan) semavî dinleri belli topluluklara indirmişken, İslâm dinini kıyamete kadar son din olarak seçmiştir. İslâm dini bu özelliğinden dolayı insanın olduğu her yerde vardır. Müslüman da olmalıdır. En kuytu köşelerden en kalabalık yere kadar nerde insan varsa Müslüman orada olmalıdır.
Dünya kurulduğundan bu yana Âdemoğlu hep bir terakki içindedir. İhtiyaçlarını karşılamak için yeni şeyler keşfettikçe yeni ihtiyaçlar doğmuştur. Bu ihtiyaç ve icat döngüsünde, deriyle örtünmekten uzaya çıkmaya varan bir serüvende olmuştur. Bu serüven dünya döndükçe devam edecektir.
Bu hızlı döngü içinde edinilen bilgileri depolama ve gereğinde hızlı bir şekilde kullanma, veri akışını hızlı bir şekilde aktarma gibi ihtiyaçlarımızı en iyi şekilde bilgisayar ve internet karşılamaktadır. Bu iki icat günümüzün vazgeçilmez iki unsuru haline gelmiştir. Bilgi alışverişinden haberleşmeye, ticaretten siyasete her şey internet aracılığı ile çok daha hızlı bir şekilde artık yapılabilmektedir.
Daha önce söylediğimiz gibi, en ücra köşede bir tek insan dahi olsa ora Müslüman olması gerekirken, insanların bu kadar etkin bir şekilde kullandığı bu teknolojiden habersiz kalması, kaba softa ham yobaz, bir anlayışla şeytan icadı deyip sakınması çok yanlıştır. Ayrıca "ilim Müslüman’ın yitik malıdır nerde bulursanız onu alınız", "ilim Çin’de dahi olsa onu alınız " diyen Hz. Peygamber’in (sav) ve ilk emri oku olan bu dinin inananlarına Çin’i ve tüm dünyayı ayağına getiren bu teknolojiden uzak olması nasıl açıklanır.
Bu yazıyı hazırlarken bir yandan da dergimizin 62. sayısını okuyordum. Kürsü kısmındaki yazıyı okuyunca söylemek istediğimi Üstat’ın mükemmel bir şekilde bildirdiğini fark ettim. "Et tekrarı vel Ahsen vel evkane yüz seksen" kabilinden bir kısmını alıyorum:
"Bazı keşifler ve aletler karşısında direne direne onların hükmü altına girmektense onları İslâm’ın hükmüne tâbi kılıp seve seve tatbik etmekten daha mükemmel bir usul düşünülebilir mi? Bu aletlere nefretle katlanmakta zebunluk, anlayarak kucak açmakta sultanlık vardır ve İslâm sultan dindir. Hakikat sultanı Allah’ın "Allah indinde din, İslâm’dır", dediği din... Onun içindir ki, bir yerde bir keşif görüp muhasebe ve murakabesini yerine getirdikten sonra, sıhhat muayenesinden geçirilmiş neferler gibi hizmete çağırılmasında mani bulunmadığı şöyle dursun, emir vardır."
Hayatınıza giren her yenilik, getirdiği kolaylıkların yanında birçok sıkıntıda getirmektedir. Bu sıkıntıları iyi tespit edip doğru çözümlemeler yapmalıyız.
İnternetin en büyük sıkıntısı denetim altına alınamamasıdır. Doğru ve yanlışın rahatlıkla yayılması bilgi kirliliğine sebep olmaktadır. Aynı zamanda özelliklede gençlerin yanlış ve sapkın yollara düşürülmesi ve beyinlerine girilip kandırılmaları sonucu aklî ve bedenî tacizlere maruz kalmalarına sebep olmaktadır. Bazı yanlış yollara düşenler yüzünden aileler yıkılmaktadır. Bu örnekleri daha da artırabiliriz.
Bu saydığımız tehlikelerinden dolayı, bilgi akışının çok hızlı olduğu, bilinçli kullanıldığında pek çok faydası olan interneti yasaklamak veya çocukları ondan uzak tutmaya çalışmak, çok büyük yanlıştır. "Çocuklarınızı kendi çağınıza göre yetiştirmeyin çünkü onlar sizin çağınızın insanı değildir" diyen Hz. Ali (kv)’nin sözünden yola çıkarak onları en iyi şekilde yetiştirmeliyiz.
Çocuklarımızı yetiştirirken, bunu yapma şunu yapma şeklinde doğrudan emirlerle değil, neyi niçin yapması veya yapmaması gerektiğini, doğruların ve yanlışların neden doğru veya yanlış olduğunu öğretmeliyiz. Onlara doğruları ve yanlışları ayırt edecek hayat nizamını vermeliyiz. İslâm, bir şey kötü derken, önce onun yapılma şeklini anlatır, ondan sonrada kötülüklerini anlatır ve son olarak ondan insanları sakındırır. Bir örnek vermek gerekirse; İslâm, önce içkinin nasıl yapıldığını anlatır, tehlikelerini anlatır ve içilmemesi gerektiğini bildirir. Sözün kısası unutmamak gerekir ki, her şeyde olduğu gibi, interneti de ancak İslâm disiplin altına alır.
|