SEN ve KIYAMET Fatih Öncü Sayı:
63 - Ocak / Mart 2009
Aşkına yaratıldı, mahlûka budur kıymet
Gönderildin hak katından âlemlere rahmet.
İnsanlar yüz yıllarca hep seni beklediler
Canlı cansız, yaratılanda vardı bu hasret.
Günahından bilmem ne kadar ağladı Âdem
Kabul olunmadı tevbesi, uzun bir müddet.
Bir vesîle aradı, sonra aklına geldi
Dilinde, cennetin kapısında yazan âyet…
Eller duâda, açıldı semânın kapısı
Kabul mü olurdu, adın anılmasa şâyet.
Her gelen nebî, seni müjdeledi dünyâya
Nice peygamberler, olmak istedi sana ümmet.
Kadınlar yakılır, kızlar canlı gömülürdü
Ey güzel, gelmeseydin biter miydi bu zulmet!
İlk emridir oku, yaradan yüce Rabbi'nin:
Ey Habibim, çağır insanları budur dâvet.'
İnsanlık yolunu kaybetmişti, yüce Hakk'ın
Dâvetine kulak verenler, buldu saâdet.
Ahu gözlerin nuru, ruhları aydınlattı
Âşıklarına seyr-i cemâlin, büyük devlet.
İsminle, şiirler gerçek mânâsını buldu
Geçmese adın, olur mısrâlara eziyet.
Dünyada ki ilk ve son sözün idi 'ümmeti'
Onlar için, Yaratan'dan diledin merhamet.
Gözlerinin tek yaşına, olsun canlar fedâ
Mahşerde, ah ümmetim diye ağlar Muhammet (sav).
Girse cehenneme, hepsini almak istersin…
Söyle var mıdır ki bize, senden büyük nîmet.
Bazen taşlandın, bazen hakârete uğradın
Katlandın işkencelere, etmedin şikâyet.
Hayvandan farkı olmazdı, belki daha âdi…
Ümmetin olmakla, insanlar buldu şahsiyet.
Her sabah Ravza'na, bâdı sabâlar uğrardı…
Sustu selâmlar, sonra sardı zamânı zillet.
Denizlerin üstüne at sürerdi mücâhit
Hadîsindir; kılıçların gölgesinde cennet.
Dînin temelidir dedin, Kur'ân ve sünnetin
Sarsılınca gönüller, yıkıldı medeniyet.
Gaflet sardı asrı, karanlık geceden beter
Önce unutuldun. Sonra terk edildi sünnet.
Fırkalara ayrıldı ümmetin, parça parça
Sünnetin terk edilince, başladı hezîmet.
Getirdiğin hükümler, bir bir kaldırılınca
Mâbedin kıblesi şaştı, kime bu ibâdet…
Sana tâbi olmayan helâkte buyurdu Hak
Diyalog arayışında, Kur'ân'a ihânet.
Ehli kitap hakkında, vahyetti sana Allah
İyilik istemezler, var kalplerinde nefret.
Uyardığın cezâ, geldi ümmetin başına…
Bitmez, Kudüs ve Bâğdat'ta uygulanan vahşet.
Kesilen bebeklerin sesi arşa çıkıyor,
Ümmetin sağır, yâ Resulallah, senden medet.
Dost edinmeyin denileni, dost edindiler
Sen olmasan, kim bilir çoktan çarpardı lânet.
Ne huyu, ne suyu hâşâ, benziyor İslâm'a
Senin nûrun kalkınca, maymuna döndü sûret.
Maymundan âdi, düştü esfel-i sâfiline
Heyhât, çırıl çıplak sergilenir oldu avret.
Bilmem, hangi yüzle gelecekler huzûruna
Gel ümmetinin imdâdına, bitsin bu rezalet.
Ey Nebi göster cemâlini! Kapında 'bende'n
Es'adi'ye kölen olmaktır, en büyük izzet.
Anıldığın zaman ayağa kalksın bedenler
Adını salâvatla yâd etsin, bütün millet.
Gönüllerde başka sevdâ, senin makâmında…
Artık unutuldunsa, bırak kopsun kıyâmet.
|