Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4482 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Asker korumalarla tavaf
Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 74 - Ekim / Aralık 2012

Amerikalı zenci Müslüman lider Malcolm X, Mekke'ye Allah'ın evine gittiğinde kendi lideri Elijah Muhammed ve diğerlerinin, kendine ve tüm Amerikalı zenci Müslümanlara işledikleri gibi siyah insanın tüm beyaz insanlarca dışlanıp ikinci sınıf insan kategorisine sokulmadığı gerçeğini tavaf esnasında görmüş ve kelimenin tam anlamıyla orada öylece şaşıp kalmıştı. Bu gerçeği görme, onun siyah Müslüman olarak hayata ve dünyaya bakışını tamamen değiştirmişti. Aynı zamanda bu gerçeğin başlangıcı, onun hayatının geriye sayımı olacaktı.

Peygamber Efendimizin hac sevabı alınacağını ifade ettiği Ramazan ayında, -Allah'ın takdir ve nasiplendirmesiyle bir gün gidip görebilecek miyim endişelerini taşıdığım- Allah'ın evine erişme ve umre yapma nasip oldu.

Allah'ın emriyle İbrahim peygamber tarafından yapılan bu sade Kutsal Yapı görülmeye değer ve sebebini fark edemediğiniz harika bir çekicilikte. En büyük ibadet her şeyin tek yaratıcısı Allah'ın bu evinin etrafında dönmek ve onu seyretmekti. Dünyalık her şeyi unutarak ilâhî bir aşk ve huşu içinde Efendimizi ve sahabeleri düşünerek en büyük ibadet tavafı yapmak, insanların dini atmosfer hallerine şahit olmak, güzel ve değerliydi. Aşırı insan yığınları içinde yer yer sıkışarak ona buna sürtünüp çarparak insanların sıcaklığından sırıl sıklam terlemek bu ibadetin gerçekleriydi. Mekân birlik haykırıyordu. Çocuk, genç, yetişkin, yaşlı, kadın, erkek hep bir arada aynı seviyede ve Allah'ın evinde Allah katında aynı değer ve birlik içindeydi.

Sonra insanların ayrımsız bir arada döndükleri Allah'ın evinin çevresinde, etrafı asker korumalarla çevrilmiş kendi ve az maiyetine geniş alan açılarak tavaf yapan devlet başkan ve erkânlarını gördüğümde Malcolm X'den daha fazla şaşkınlık yaşadım. Devlet başkanları rahat tavaf yapacak diye yerine göre asker korumalarca Tanrı'nın insanları itiştirilip sıkıştırılıyordu.

Geçerli sebeplerle bahaneler gösterilse de bu, Allah'ın evinde apaçık bir ayrımcılıktı. En önemlisi de orada birliği bozmaktı. Kâbe'deki en büyük ibadeti sekülerleştirmekti. Öteye açılan, açılabilecek manevî atmosfer ve kapıları zorla kapatmaktı. Tanrı'nın evinde Yaratıcı'ya karşıtlık ve dünyalık meta peşine düşmekti.

Herhangi bir camide namaz vakti saflara oturup namaz için ezanın bitmesini bekliyorsunuz. İri kıyım kulakları ve yanakları siyah çubuklu birileri sizi saftan kaldırıp vali kaymakam velhasıl devlet erkânı için yer açıyor. Bu, Allah'ın evinde yapılacak bir davranış mıdır? Böyle davranıldığında, Allah'ın evinde, Allah'ın huzurunda insanlar arası ayrım yapılmış olmaz mı?

Kabe'de korumalar eşliğinde tavaf yapmak bence aynı şeydir ve daha büyük bir yanlıştır.

Asker korumalar eşliğinde yapılan seçkin tavaflara şahit olduktan sonra benim için yaptığım tavafımın bir anlamı kalmadı. Allah katında kendimi en alttakiler konumunda görmeye başladım. İçin için kızdım sızlandım. O en kutsal mekânda, dünyalık metalar peşine düştüm.

“Tanrım neden beni etiketsiz vasıfsız kıldın, bana da bir üstünlük verip devlet yetkililerinden kılsan herkesin merak beğeni ve birazda rahatsız edilmenin verdiği buruklukla baktığı o dünyalık saltanat verdiklerinden olsaydım.”

Maalesef bunları düşündüm. Şeytan artık zihnime girmişti; dahası saltanat sahipleri bu ayrıcalıklarıyla benim için şeytana bu fırsatı verdirmişlerdi. Daha ilerisi, şeytan desiseleri olarak düşündüklerim: “Acaba Allah ahirette de dünyalık statüleri koruyacak mı? İnsanları itiştirerek etraflarında bir yığın askerlerle tavaf yapanlar Cennet'e girmek içinde korumalarını çağırıp orada insanları itiştirebilecekler mi?”

Oysa Efendiler Efendisi, bir kral gibi davranabilecekken tam tersine insanlardan bir insan gibi davranmıştı. O tavaf yaparken etrafında askerleri yoktu. Herkesle birlikte sıradan bir insan en önemlisi herkes gibi Allah'ın bir kulu olarak tavafını yapmıştı. İnternetten araştırmama rağmen aksi bir bilgiye ulaşamadım. Hattâ Mekkeli müşrikler de tavaf yapıyorlardı. Ama Ebu Cehil ve diğer Mekke ileri gelenlerinin ayrıcalıklı tavaf yaptıkları bilgileri maalesef mevcut değil.

Ve Efendiler Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa, dünyayı elinin tersiyle itmişti. Kuru hasır üzerinde yatmış, vücuduna çıkan hasırın izlerini Hz. Ömer gördüğünde 'Kisralar Kayserler saraylarda kuş tüyü yataklarda yatıyorlar' diye hayıflandığında O, 'istemez misin Ey Ömer! Dünya onların ahiret bizim olsun' uyarısında bulunmuştu.

Aşırı hassas davranıp bu olayı büyütüyor olabilirim; ama böyle bir Peygamberin Müslüman ümmeti, o günkü Kayser ve Kisralardan daha kral, daha çok dünyalık nimetlere sahip Müslüman Saltanat Sahiplerinin, Kabe'de Allah'ın en yakın huzurunda kendilerince bahanelerle ayrımcılık yapıp tevhidi bozmalarını ben hiçbir şekilde mazur ve hoş göremem.

Ve bu davranıştan, elin gâvuru karşısındaki aşağılık konumlarımızın ipuçlarının yattığını düşünüyorum.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Âmâk-ı hayal ve Osmanlı s... - Sayı 86
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591769
 Bugün : 2310
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630863
 Bugün : 509
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim