Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4721 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Asker korumalarla tavaf
Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 74 - Ekim / Aralık 2012

Amerikalı zenci Müslüman lider Malcolm X, Mekke'ye Allah'ın evine gittiğinde kendi lideri Elijah Muhammed ve diğerlerinin, kendine ve tüm Amerikalı zenci Müslümanlara işledikleri gibi siyah insanın tüm beyaz insanlarca dışlanıp ikinci sınıf insan kategorisine sokulmadığı gerçeğini tavaf esnasında görmüş ve kelimenin tam anlamıyla orada öylece şaşıp kalmıştı. Bu gerçeği görme, onun siyah Müslüman olarak hayata ve dünyaya bakışını tamamen değiştirmişti. Aynı zamanda bu gerçeğin başlangıcı, onun hayatının geriye sayımı olacaktı.

Peygamber Efendimizin hac sevabı alınacağını ifade ettiği Ramazan ayında, -Allah'ın takdir ve nasiplendirmesiyle bir gün gidip görebilecek miyim endişelerini taşıdığım- Allah'ın evine erişme ve umre yapma nasip oldu.

Allah'ın emriyle İbrahim peygamber tarafından yapılan bu sade Kutsal Yapı görülmeye değer ve sebebini fark edemediğiniz harika bir çekicilikte. En büyük ibadet her şeyin tek yaratıcısı Allah'ın bu evinin etrafında dönmek ve onu seyretmekti. Dünyalık her şeyi unutarak ilâhî bir aşk ve huşu içinde Efendimizi ve sahabeleri düşünerek en büyük ibadet tavafı yapmak, insanların dini atmosfer hallerine şahit olmak, güzel ve değerliydi. Aşırı insan yığınları içinde yer yer sıkışarak ona buna sürtünüp çarparak insanların sıcaklığından sırıl sıklam terlemek bu ibadetin gerçekleriydi. Mekân birlik haykırıyordu. Çocuk, genç, yetişkin, yaşlı, kadın, erkek hep bir arada aynı seviyede ve Allah'ın evinde Allah katında aynı değer ve birlik içindeydi.

Sonra insanların ayrımsız bir arada döndükleri Allah'ın evinin çevresinde, etrafı asker korumalarla çevrilmiş kendi ve az maiyetine geniş alan açılarak tavaf yapan devlet başkan ve erkânlarını gördüğümde Malcolm X'den daha fazla şaşkınlık yaşadım. Devlet başkanları rahat tavaf yapacak diye yerine göre asker korumalarca Tanrı'nın insanları itiştirilip sıkıştırılıyordu.

Geçerli sebeplerle bahaneler gösterilse de bu, Allah'ın evinde apaçık bir ayrımcılıktı. En önemlisi de orada birliği bozmaktı. Kâbe'deki en büyük ibadeti sekülerleştirmekti. Öteye açılan, açılabilecek manevî atmosfer ve kapıları zorla kapatmaktı. Tanrı'nın evinde Yaratıcı'ya karşıtlık ve dünyalık meta peşine düşmekti.

Herhangi bir camide namaz vakti saflara oturup namaz için ezanın bitmesini bekliyorsunuz. İri kıyım kulakları ve yanakları siyah çubuklu birileri sizi saftan kaldırıp vali kaymakam velhasıl devlet erkânı için yer açıyor. Bu, Allah'ın evinde yapılacak bir davranış mıdır? Böyle davranıldığında, Allah'ın evinde, Allah'ın huzurunda insanlar arası ayrım yapılmış olmaz mı?

Kabe'de korumalar eşliğinde tavaf yapmak bence aynı şeydir ve daha büyük bir yanlıştır.

Asker korumalar eşliğinde yapılan seçkin tavaflara şahit olduktan sonra benim için yaptığım tavafımın bir anlamı kalmadı. Allah katında kendimi en alttakiler konumunda görmeye başladım. İçin için kızdım sızlandım. O en kutsal mekânda, dünyalık metalar peşine düştüm.

“Tanrım neden beni etiketsiz vasıfsız kıldın, bana da bir üstünlük verip devlet yetkililerinden kılsan herkesin merak beğeni ve birazda rahatsız edilmenin verdiği buruklukla baktığı o dünyalık saltanat verdiklerinden olsaydım.”

Maalesef bunları düşündüm. Şeytan artık zihnime girmişti; dahası saltanat sahipleri bu ayrıcalıklarıyla benim için şeytana bu fırsatı verdirmişlerdi. Daha ilerisi, şeytan desiseleri olarak düşündüklerim: “Acaba Allah ahirette de dünyalık statüleri koruyacak mı? İnsanları itiştirerek etraflarında bir yığın askerlerle tavaf yapanlar Cennet'e girmek içinde korumalarını çağırıp orada insanları itiştirebilecekler mi?”

Oysa Efendiler Efendisi, bir kral gibi davranabilecekken tam tersine insanlardan bir insan gibi davranmıştı. O tavaf yaparken etrafında askerleri yoktu. Herkesle birlikte sıradan bir insan en önemlisi herkes gibi Allah'ın bir kulu olarak tavafını yapmıştı. İnternetten araştırmama rağmen aksi bir bilgiye ulaşamadım. Hattâ Mekkeli müşrikler de tavaf yapıyorlardı. Ama Ebu Cehil ve diğer Mekke ileri gelenlerinin ayrıcalıklı tavaf yaptıkları bilgileri maalesef mevcut değil.

Ve Efendiler Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa, dünyayı elinin tersiyle itmişti. Kuru hasır üzerinde yatmış, vücuduna çıkan hasırın izlerini Hz. Ömer gördüğünde 'Kisralar Kayserler saraylarda kuş tüyü yataklarda yatıyorlar' diye hayıflandığında O, 'istemez misin Ey Ömer! Dünya onların ahiret bizim olsun' uyarısında bulunmuştu.

Aşırı hassas davranıp bu olayı büyütüyor olabilirim; ama böyle bir Peygamberin Müslüman ümmeti, o günkü Kayser ve Kisralardan daha kral, daha çok dünyalık nimetlere sahip Müslüman Saltanat Sahiplerinin, Kabe'de Allah'ın en yakın huzurunda kendilerince bahanelerle ayrımcılık yapıp tevhidi bozmalarını ben hiçbir şekilde mazur ve hoş göremem.

Ve bu davranıştan, elin gâvuru karşısındaki aşağılık konumlarımızın ipuçlarının yattığını düşünüyorum.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Göbeklitepe’de Hz. İbrahi... - Sayı 124
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16356107
 Bugün : 3004
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 696722
 Bugün : 1129
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 587
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim