Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2524 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kutlama mı, hıristiyanlaşmak mı?
Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 75 - Ocak / Mart 2013

İnsanların çoğunluğunun sigara içmesinden hareketle sigara içmek iyi ve güzeldir denilebilir mi? Aynı şekilde toplumda içki tüketiminin yüksek oranda olmasına bakılarak içki içmek bir zorunluluk ve gereksinimdir genellemesi yapılabilinir mi? Örnek olarak son din İslâm dininden önce gönderilen peygamberler ve onların insanları, getirdikleri dinlere davetlerine rağmen toplumlarca pek rağbet görmemelerinden hareketle peygamberlere rağbet etmeyip putperestlikte ısrar eden insanlığın bu batıl ısrarlarında haklı olduklarını söyleyebilir miyiz? Asırlarca insanların çoğunluğunun putperest olmaları putperestliği geçerli ve meşru kılar mı?

Bu örneklerden hareketle çoğunluğun yaptığı geçerli ve doğrudur önermesini çıkarabilir miyiz?

Bu çıkarsama doğru kabul edilirse son yüz, yüz elli yıldır batı kültürünün bize dayattığı yılbaşı kutlaması adına Hıristiyanlık ritüellerini yapmamız da doğal ve doğru kabul edilecektir. Böyle düşünüyor ve bunu gayet doğal görüyorsak bir sorun yok demektir. O zaman hep azınlıkta kalmış peygamberler konumundaki az sayıdaki insanların inanç ve düşüncelerine bakmak gerekir.

Ben kendimi toplumun bu çok az kesiminden biri olarak görüyorum. Genlerimde yılbaşı kutlama serenomisine rastlamıyorum. Çok net izlediğim ve hatırladığım babaannemin dünyasında yılbaşı kavramının izlerine kesinlikle rastlamadım. Ama bir çok İslam dini düşünce inanç ve ritüellerini gördüm. Yılbaşını koca bir Anadolu insanları genlerinden ve geçmişlerinden değil de tüm evlerdeki meşru öğretici ve yönlendirici cihaz televizyonlardan öğrendiler. Birazda okul kitapları ve televizyondakilere benzer öğretmenlerden.

Babaannemin, babamın ve annemin yılbaşına hiç sıcak baktıklarını hattâ kabullendiklerini hatırlamıyorum. Yalnız yılbaşında çekilecek bilet bir çok Anadolu insanının yoksulluktan kurtuluş umuduydu. Yetişkinliğime doğru çevremde yılbaşı demek televizyondaki eğlence programlarını özellikle gece on ikiden sonra çıkan dansözü izlemek demekti. Ortaokul ve lisede din kültürü ve bazı dindar öğretmenlerimizin yılbaşı öncesi uyarıları benim yılbaşına dinî kaygılarla soğuk bakmamı ve uzak kalmamı sağladı. İnanıyorum onların bu uyarıları benim gibi bir çok öğrenci üzerinde etki etmiştir. Sonra aynı din kültürü öğretmeni olarak ben onlar kadar kesin ve net şekilde öğrencilerimi uyaramadım. Çünkü toplumun genelinde doğal kabul edilen yılbaşı ve kutlamasını reddetmemin öğrenciler üzerinde etkili olacağından endişeliydim. Onlarla arama onlarca çağ dışılık mesafesi koymak yerine biraz daha esnek uyarılarda bulunabiliyordum. Zira zihnimin bir yerine çoğunluğa uymanın gerekliliği ve bir şeyi çoğunluk yapıyorsa bunun zorunlu olarak meşruluğu anlayışı yerleştirilmişti. Bir de 'sürüden ayrılanı kurt kapar' uyarısını eklerseniz topluluktan uzak kalma, en kötüsü dışlanma endişelerinin ne boyutlarda insanı etkilediğini düşünebilirsiniz.

Öyleyse bir yanlışın toplumun tüm kesimlerince işlenmesi o yanlışı doğru ve meşru kılar mı? Başa dönersek asırlar boyu insanların peygamberleri reddedip inançsızlık ve putperestlikte ısrar etmeleri inançsızlığı ve putperestliği doğru ve meşru kılar mı? Öncelikle buna bir cevap bulmak gerekir.

Benim mantık kavramlarıma göre çoğunluğun bir yanlışı yapması onu doğru kılmaz. Ama zaman ve asırlar içinde yanlış bir davranış nesillere doğru ve meşru imiş gibi aktarılır. Gelecek nesiller etkileşimden dolayı bunu bu şekilde algılar ve kabullenir.

Tek kanallı siyah beyaz televizyonlarda yılbaşı programlarını izlemekle başlayan toplumun yılbaşı kutlaması bugün Hıristiyanlık dininin sembol ve ritüelleri olan çam ağacı, noel baba ve alkol tüketimiyle devam ediyor. İşin toplumsal boyutu televizyonda yılbaşı gece yarısı dansöz izlemekle sınırlı kalmadı. Bir Hıristiyan aile gibi evlerimize çam ağaçlarını ve noel babaları ve şatafatlı içki şişelerini almaya başladık.

İşin garibi dindar insanlar da eskisi gibi yılbaşı kutlama tepkilerini kaybettiler. Onlar da çocuklarını üzmemek için farkında olmadan Hıristiyanlığın sembolü olan noel şapka ve süslerini, çam ağaçlarını evlerine almaya başladılar.

Elbet kutlamalara karşı değiliz. Kutlanılacak bir şey varsa kendi dinî ve kültürel değerlerimizle gayri meşruluğa kaçmadan kutlanmalıdır. Güçlü batı kültürü tüm dünyaya yılbaşını kendi kültür kutlamalarını dayatarak kutlatıyor. Müslüman toplumlar açısından Müslüman biri olarak bu dayatmada dini sakıncalar görüyorum.

Tekrar hatırlatıyorum yanlışın çoğunlukça yapılması onu meşru kılmaz ama nesillere bu yanlış doğru ve meşru bir şey olarak aktarılır. Hıristiyanlık ritüelleriyle kutlanması devam eden yılbaşının sonraki nesillerdeki yansımasını varın siz hayal edin!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Göbeklitepe’de Hz. İbrahi... - Sayı 124
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Tüm gazetelerimizin toplam tirajı, 70milyon nüfusa karşılık, 3,5 milyon…
Elâlemin memleketinde tek gazete bile çift rakamlı tiraja sahip. Mesela Japonya’da günde 13 milyon satan gazete var.
Bizde nüfus artıyor, gazete tirajları yerinde sayıyor, hattâ azalıyor. Demek ki “basın” diye piyasaya sürülen kâğıt parçalarına millet güvenmiyor. Bu güvensizliğe rağmen basından ödleri kopanlara yazıklar olsun!
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16352820
 Bugün : 4659
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 695528
 Bugün : 522
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 184
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim