İzotop: Söz Ahalisine Sesleniş Sinan Ayhan Sayı:
77 - Temmuz / Eylül 2013
ev
Seni biraz köşeli ve çınlamasız bıraktık biz, canlı kalınması imkânsız bir zaman aralığındasın şimdi, ama bize sormazsan, köşe dişlerini söküp yeni biçimler inşa edeceğiz… Bir yapı lazım bize; kancadan, ahtapot kemiğinden ayrı, iki ayak üzerinde duran soy bir zaman…
ve
Seni biraz köşeli ve çınlamasız bıraktık biz, tenhaydın, biraz tebeşir tozu benizliydin, saçlarınla taşırdın bir köprüyü, bir ırmağı, ağaçları ve evleri… Bir yoldun ve avuçta durabilen bir güneş rengiydin…
..
Seni biraz köşeli ve çınlamasız bıraktık biz, kınkanat hasrettik ve kıt kanaat hasretliğimizle geçinirdik; bir tas çorba, bir kuru peksimetleydi hayat işimiz, üstümüze tahtadan bir yorgan çekerdik geceleri… Tahta örtüler içinde uykumuz vardı çok…
.v
Seni biraz köşeli ve çınlamasız bıraktık biz, bir nakildik iki ikon yaka arasında, bir hikâye arıyorduk kendimize, ağırdık, yutkunsak macundan gözyaşı biriktirirdik, asma bir örgüydük, asma bir ilmektik, yaramız açılınca güneşi hatırlıyor, öyle ısınıyorduk, sesimiz genleşiyordu sırtımızdaki kamçılara bağırdıkça…
v. Seni biraz köşeli ve çınlamasız bıraktık biz, arkamıza dönüp bir kürek mahkumunu aradığımızı söylüyorduk, ayna katından bir su harmanisi sökülüp geliyordu, üzerimize ne kadar tasma şıngırtısı tutulursa tutulsun, esir değildik, bir kelebek duvağımız vardı hala günlük çalışma kıyafetlerimize uygun; bir yapı lazımdı bize; kancadan, ahtapot kemiğinden ayrı, iki ayak üzerinde duran, soy bir zaman…
|