Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3290 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Fersah: İki Dudak Arasındaki On İki Fark
Sinan Ayhan

  Sayı: 78 - Ekim / Aralık 2013

0.Testere bileyi bir maya tuttum, eşyadan sıyırdı beni gündüzler, bir tutam hüzün kaldım, kaburga arkı; bir hırıltıyı gargara yapıp üstüme, bir kuşam buldum sonra kırlangıç gagalardan; uzağı seçtim, “sonsuz” bir yuva diye…

1.Yola çıktım, kalbimi yokluyorum, kalbimin içinde bir sürü ev; evlerin çatıları tek tek, ip gözü, kuşları çekiyor işte; çatıların kiremitlerini bile kuş gagaları taşımış gibi…

2.Bir kavşağa geliyorum, önümde bir kaç farklı seçenek, her seçeneğin, süet, yüzlere yansımasını bekliyorum, her beklentinin bir çehre olmasını istiyorum, ama bütün evlerin önü seslerden, kalabalıklardan süpürülmüş gibi…

3.“Sağım solum sobe, saklanmayan ebe”… Soy bir caddeye giriyorum, güzergâhın her kıvrımına saklanmış bedenlerimle buluşuyorum, kalbimin atışı evlerin pencerelerine nazar çekiyor, gündüz de olsa, bütün perdeleri kapatıyorum; eşyaların aklına hüzne dair bir ışık sızıyor yine…

4.Tabelâ oklarını takip ediyorum, hepsi de istisnasız kalbimi işaret ediyor; “kalbim benim” diyorum, beni gösteren evleri seviyorum, hepsinin perdelerinin bir iç rüzgârla dalgalandığını hissediyorum, bu beni başka biri yapıyor, her yerde bir cıvıltı buluyorum…

5.Bir kapının önünden geçiyorum, içimdeki sevgi parmaklarıma sıçrıyor, kapıları çalmadan kapı önlerinde yaşanan şenlikleri, kapı sahiplerini seviyorum; sesleri, tokmakları, kapı kollarını, kapılık unsurlarını seviyorum, ben onları değil, onlar beni izliyor, kendimi her kapıda yalnız olmayan bir ıssızlık olarak işaretliyorum…

6.Bütün sert esintilere, kaygılara rağmen yoluma devam ediyorum, üzerimizde bir sayı durmaz oluyor, fırtınaya karşı duruşum neyse o halimi kuruyorum, yıkılmamak için direnmek yıkılmamak anlamına geliyor, yıkılmadığım için seviniyorum, bu beni sayılardan kurtarıyor, sayısız yürüyor, konuşuyor, düşünüyorum…

7.İki yüz adım sonra bir define bulmuş gibi kurulacak bir köşe buluyorum, köşeyi kurcaladıkça yokuşlar buluyorum, yokuşlara dair kaslar, kemikler, eklemler ve bilekler buluyorum, yetmiyor, yanlarına iğ iplikleri, gözenekler, dokular koyuyor, soy nefesler üflüyorum; yoluma bir gidiş, bir geliş hali dokuyorum, hiç bir şekilde ilerleyişimi kesmiyorum, yolu bir sonla bir şekle sokuyorum, yolun sonunu tutan evleri, tatlı bakışları, gülümseyişleri, tatlı çehreleri aklımda, kalbimde, üzerimde tutuyorum…

8.Dik yokuşlar aşıp, battaniye sıcaklığı veren omuzlar buluyorum; en büyük buluşum bu yola çıkmak ve bu yoldan yine eve geri dönmek, biraz örtüler kaldırdıkça, az ötede, lamba ışıklarında pişmiş ev içleri buluyorum; ev içlerinde kalplerini her köşeye yuvalayan insanlar buluyorum; insanlarda tebessüm yazısı hareketler görüyorum, bu tebessümlerle yeni yollar buluyorum… Dik yokuşları hep, geride bırakıyorum…

9.Bir okun ucuna saplanıp kalıyorum, beni baştan beri takip eden bu yol, okun ucunda kalıyor; oklar bu yolu farklı bir mekân yapıyor, ama buna rağmen yol varacağı ve döneceği noktadan şaşmıyor, bu yüzden kalbimde yontulmuş, ince kelimeler buluyorum; okları, ok uçlarını terk edip, güzel yüzlü evleri keşfe çıkıyorum…

10.Yaklaşık üç dört fersah sonra, bir yoldan ayrılıp bir başka yola giriyorum, ne yol buldumsa hepsini evlerle paylaşıyorum, herkes mutlu oluyor, mutluluğum beni bir yol haline getiriyor, yürünüyorum, yolda ağaçlara, kuşlara dağıla dağıla yürünüyorum… Bir menzil olmam için en baştan beri bir uzaklık oluyorum…

11.Bir çatıyı iskeletinden ayırıp bir dokunuşun evi yapıyorum, bütün kuşlar havalanıyor ağaçlarla birlikte, ağaçlar, kuşlar bir menzil, ağaçlara, kuşlara yol alan ve yol veren bir beden oluyorum…

12.Yolu bitirdiğimde ise, bir gidişe, bir gelişe kutlu bir ev oluyorum; derken çatılar, pencereler, perdeler, her şey bir hafıza oluyor; ben ahşap işi bir gidiş, ahşap işi bir gelişle bu yolculuktaki bütün acıları üzerime alıyorum, her şey kesif, sessizleşiyor; kapıları ne açıp ne kapıyorum, yolu bitirmiyorum, yolda kaybolmuyorum… Önümde binlerce yol, aynı anda, her birinde “ben” olarak yürüyorum…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Tüm gazetelerimizin toplam tirajı, 70milyon nüfusa karşılık, 3,5 milyon…
Elâlemin memleketinde tek gazete bile çift rakamlı tiraja sahip. Mesela Japonya’da günde 13 milyon satan gazete var.
Bizde nüfus artıyor, gazete tirajları yerinde sayıyor, hattâ azalıyor. Demek ki “basın” diye piyasaya sürülen kâğıt parçalarına millet güvenmiyor. Bu güvensizliğe rağmen basından ödleri kopanlara yazıklar olsun!
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591549
 Bugün : 2090
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630789
 Bugün : 436
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim