Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5275 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Esrarengiz Sahne Performanslary: KARA G?R? ??L?S
Sinan Ayhan

  Sayı: 43 - Ocak / Mart 2004

Sen üflemeli, sen yaylı, sen vurmalısın… Bu kadarı da fazla, bize isim koymakta bu ne cüret! Aceleniz ne!!?
Boş verin siz iç sesleri, sadede gelelim biz.
Bir daha tekrar edelim: dedeleri korsan olan Senyor; elinde gotik resimler gizli olduğu söylenen Gator, bir yahudi ailesinden gelen Davud’un en çok dikkat çeken yönü ise havayı bile bulandıran yağlı yüz derisi ve yüz derisine birebir uyan kalın kemikli gövdesi…
Baştan başlayalım, maestro: Senyor panflütten klarnete bütün üflemelileri; Gator sadece gitar sınıfındakileri, Davud ise (sesindeki hırıltıyı etrafa salsa yetecek vurmalı tınısını) ritim davulları çalıyor…
Lütfen, sessizlik, biii rica, biddevam sessizlik… (hadi avuca sığacak sessizlikler bulalım, artık iç organlarımızda gezen bulutlar…)
Bu sefer çalarken hangi sokağı, hangi sokak girişini temsil ettiğimize dikkat edelim. Koyduk… Salınışlara bakılırsa Senyor tefeciler sokağından geliyor, Gator bir yer altı mahallesi sakini, Davud’un yaşam alanı ise bir getto…
Böyle olmadı, beğenmedim, hepsini masaya yatırsak… Ne dersiniz, çoktan seçmelimi olalım, bu ne suret… bulalım, bulalım, kulağımızdaki açık havayı ve dahi örs ve çekici bulalım… üstümüzde bir frak, onu da masaya yatıralım. Neden, parazit seslere engel olunamıyor… Beyefendi, bir kasıt aramalı o zaman, ama kimden…
Senyor, dünyada duran insan, insanda duran dünya… İzin verin kendimi ve geçmişimi anlatayım biraz. Asıl mesleğim, yoldan gelip geçenleri izlemek… İnsanoğlu başlı başına bir inceleme konusu benim için. Kim ne kadar kilolu, kimin şapkası var; kimde bir derdin katılaşmış hali, kimde neşenin bir şişeye sığdırılmış hali var..? Yoldan gelip geçenlerin yüzleriyle besleniyorum ben, açık söyleyeyim, bir örümcek gibi tıpkı, avlarım için bir ağ kurdum bir köşeye; yüzlerde anlam avlıyorum…
Gator, katı bir yabancılık, bir münzevinin dışarı taşırılmış hali… Yanlış tarif, ben kim olduğumu biliyorum. Ben ince teller arasında yaşarım, zarları delen bir nefesim vardır, bir hikâye anlatıcısı olurum bazen, bazen elimden gelir kargalar uçurmak başımın üzerinde, ben bir tek şey için varım belki dünyada, insanlara kara görüyü hatırlatmak için…
Davud, temsili bir yıkıcılık, alaycı bir vahşet… Kim demiş, beni ahmak zanneder çoğu, oysa ne anasının gözüyüm ben, çaktırmadan canlı deriler yüzerim insanların yüzünden ve onlarla semiririm. Hiç uyumam, yıllardır uyku girmemiştir gözüme, şikayetçi değilim, yüzüm gözüm şişmese, o yüzden el altından işler çeviririm… Simyacı da diyebilirsiniz bana bir nevi… gülen bir yüzü, anında ağlayan bir yüz haline getirebilirim. Bir sırrım yok sayın siz, sadece şeytanla bir anlaşmam var.
Ne garip bizi ele geçirdiler…
Senyor’un gövdesi olağan, ama bacakları tahtadan… Yürürken oldukça fazla ses çıkarıyor. Senyor bir şehir meydanına gitse Senyor diye çağrılmayacak, ona herkes tahta bacak diye seslenecek… Bugün tahta bacaklarını bir torbaya koymuş, bulutlar üzerinde yürür gibi… Neden? Neyse, sadede gelelim biz: burada bir sır var… Gülümseyerek, akşam saat sekizde görüşürüz,diyor herkese.
Gator’a bakınca ister istemez bir acıma hissi uyanır sizde. Bu adam anasından da, yaşlı mı doğmuş böyle, dersiniz içinizden. Yaşlılığından çok sıskalığına acırsınız, her yerinden kemikler fırlamış gibidir; kımıldamasa, sağa sola insancıl bakışlarla bakmasa onu daha çok bir hayalete benzetirsiniz. Gator bugün evden çıkmadan önce azığını unuttu. Dışarı gezmeye çıktığında yanına hep kağıt bir keseye koyduğu sandviçini de alır, acıktığı yerde, bir parkta, bir havuzun kenarında oturup sandviçini yerdi, lakin bu sefer bir dalgınlık mı desek, bir rolleri karıştırmak mı desek, bir şekilde sandviçinden mahrum… Yarı yolda aklına geldi, ama boş verdi. Güvendiği bir şey var, evet bir sır bu… Akşam sekizde görüşürüz, diyor o da dudağında kırık bir tebessümle…
Davud’un hırçınlığı üstünde… Para kaybetmiş, cebinden bir servet düşürmüş, içi yanıyor. Para hırsı olmasa iyi bir insan olacak, ne yaparsın bazıları para için yaşar, tuttuğu her şey altın olsun ister. Davud elinde iki sopa tutuyor, anlaşılmaz… Sopaların tuttuğu Davud ve Davud’un tuttuğu sopalar da anlaşılmaz. Doğru, bir sırra benziyor, eğilip kulağımıza saat sekizde mutlaka görüşürüz diyor… İfadesine bakınca para derdinin kalmadığı anlaşılıyor…
Saat sekize doğru bakıyoruz, saat sekiz bir sahne… Sahnede üç kişinin olduğu görülüyor ve salonda seyirciler, salon tıklım tıklım… Herkes çalınan müziği dinliyor, müzik temposunu artırdıkça çıkılan sokaklar, girilen sokalar, insanlar, evler, taş bloklar, günlük endişeler, günlük endişelere yapışmış resimler, Senyor’un yüklendikleri, Gator’un açlığı, Davud’un para hırsı, her şey siliniyor.Sırrın altını üstüne getirdik, sırrın altından çıka çıka bir üçlü çıktı. Sanmayın ki sahnede Senyor, Gator ve Davud var, onlar anlamlarının dışında kaldı; bir sır var dedik, yalan söylemedik, saat sekizlere bağlı bir sahne kurduk sizlere, sahnede insan yok, sadece bizim kavram örgülerinden bulup çıkardığımız çalgılar var…

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14593387
 Bugün : 3928
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631104
 Bugün : 750
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim