Tozlaşma fiziğinden sonra gelen boy Sinan Ayhan Sayı:
86 - Ekim / Aralık 2015
Bilmiyorsunuz, amansız bir hastalığım var benim, amansız bir şekilde iyileşme hastalığına tutuldum; berrak sularda civa rengi bir çehre değil, kursakta dolaşan bir safra hiç değil, su aksine inmiş bir nergis kamburu hiç mi hiç değil; meşinleşmiş akıl yapıları iptal, narkozluk öğütler ve pille çalışan düşünce hali geçti, bütün engizisyon hayatlarını bıraktım; dehşetengiz, kapalı, ama aynı zamanda açık bir durum içinde örgü esaslarımı ortaya koyuyorum; bir mastarım ve hiç bir şeye pay veremiyorum, hiç bir şeye pay vermediğim kadar da, berraklık kipinde her şeyi kucaklıyorum…
Bu daha başlangıç… Bu “amansızlığa” sırlanmış hal daha başlangıç…
Münasip ve münasip olmayan zamanlarda, “illa ki yenilenme diyen Biri” gibi çırpınıp duruyorum…
Bir kahraman olmayı ağaçların, kuşların ve çiçeklerin sarhoşluk naralarına terk edip gittim de, şükür, bana boy gösterebileceğim başka bir misal kalmadı; bu hastalığın en amansız yanı, bütün karanlıkların, loşlukların bozlaşıp eşyanın renginden dökülmesi oldu; taze bir deri gibi etrafı bir aydınlık neşesinin derisi kapladı; dayanacağım kadar dayandım demek istemiyorum, bir şeye katlanıyor olmaktan bıktım, sahtelik bir icra şekline otursa sahteliğin bütün verimleri esastan bu kadar uzak olurdu, bu hastalık sayesinde köpek azısı cümlelerim yatıştı, kendime bir hastalıktan çok, kadifeden bir ışıltı tonu, amansız bir saye buldum; eskiden karanlığı cebimden çıkarırdım; şimdi aydınlığın berraklık yutağı, cebi, cepkeni oldum…
|