Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4277 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Adam gibi Adam Olmak
Mücahit Koca

  Sayı: 53 - Ekim / Aralık 2006

Bugün her şeyin kolay öğrenilmesinden midir bilinmez; birine bir şey öğretmek yahut onunla konuşmak oldukça zorlaştı. Yaşı yetmişe giden gönül adamı bir dost; “Eskiden bir iki mesele bilirken konuşur, herkes de beni dinlerdi. Şimdi birçok bildiğim şeyi anlatmakta zorlanıyorum. Ben, tam konuya gireceğim, karşımdaki çıkıyor bir örnek veriyor; sonra bir diğeri sözü ağzımdan alıp gidiyor. Bu insanlar sanki her şeyi biliyorlar!” diyordu.

Her gün bir kamuoyu araştırması yayınlanırken, nedense insanımızın eğitim ve kültür kökleri ile ilgili bir çalışmaya rastlayamazsınız. Neden insanımızın nereden gelip; nereye gittiği, ne ile gelip; ne ile yaşadığı hiç sorulmaz? Hattâ onun üstad ve ustası kimdir, diye araştırılmaz?

Bence günümüzün asıl meselesi; gerçek anlamda büyük bilim, sanat ve siyaset adamlarımızın bulundukları yere nasıl geldikleri olmalıydı. Bunu onlardan bangır bangır bağırarak duyuracaklarını beklemek safdillik olur. Üstatlar, geleneğe uyarak talipleri meslek ve meşreplerine göre yetiştirmeye göre konumlanmışlardır. Bunun için onların karşımıza güler yüzle yahut çatık kaşla çıkmaları bizi yanıltmamalı. Sultan Veled’e göre üstatların kimi sert, kimi de yumuşak yaradılışlıydı. Onların ne sertlikleri ne de yumuşaklıkları bizi kapılarını çalmaktan uzaklaştırmasın. Biz, gelenekte ustasız sanatın haram olduğu kabulüyle konuya yaklaşalım. Aramızda belli sanat ve mesleklerde adı büyüğe çıkmış ama bal gibi bilinen standartların altında kalmış; adam gibi adam olamamışları, görelim.

Ben, bunun kötü sonucunu 1980’li yıllardan itibaren özellikle sanat-edebiyat ve düşünce hayatında oluşan gözle görülür düşüşle açıklarım. Solcular, bu çözülmeyi boyalı gazetelerin çıkardıkları bol satan dergilere bağlarlardı. Onlara göre 1980 öncesi yüz adet satan dergiler bile birçok şair, romancı, hikâye ve deneme yazarı yetiştirirken; bugün boyalı ve çok satan bu dergiler yüksek telif ücreti ödedikleri halde bir tek değer sayılabilecek adam yetiştirmemişti. Onlar, yanılıyorlar! Bence sorun derginin boyasında, çok satmasında yahut çok yüksek telif ücreti ödemesinde değil; yazarı ve sanatçıyı test edecek makam olan usta ve üstadın aradan çıkarılmasındaydı. Çünkü ele aldığımız bu büyükler, her şeyden önce önemli birer eleştirmendi. Olmadan oldum demenin önünde yıkılmaz birer settiler. Her birisi manevî bir beklentiyle ülküsünün kavgasına soyunmuştu.

Yazar ve sanatçı için usta ve üstatsız bir yere geldiğini sanmak ile bol sayfalı dergiyi doldurmak için yayınlanan bir yazı kadar aldatıcı bir şey olamazdı. Böyle bir yol şeytanın çıkmaz sokağıdır. Hem eserin hem de sahibinin ipe çekilmesidir. Yine de günümüzde öylesine taraftarı çok ki; bu durum meslek ve meşrebinin hakkını vermenin kutlu yolunda olan bizleri çok üzüyor. Toplumda sürüsüne bereket şarkıcı, türkücü, hat yazan, resim yapan, şiir yazan, yazarlık yapan bulursunuz ama onlardan adam gibi adam olan, sanatçı ve düşünür noktasına yükselenini kolay bulamazsınız.

Karamsar bir tablo çizmek değil amacım… Varmak istediğim yer; gelenekte olduğu gibi özlenen sanatçı ve düşünür noktasına yükselmiş değerler yetiştirmenin yüce göğüdür. Kastettiğim bir üstadın izinde onu aşmanın derin düşünce ve çabasında kozasını ören biri gibi denizin kumunu ve dağın serinliğini nefsine haram edercesine çalışarak İslâm ülküsü yolunda en iyinin basamaklarında yükselmeyi amaç edinendir.

Bugün millet, devlet ve medeniyette diriliş için; sıradanlıktan kurtulmuş; din, sanat-edebiyat, siyaset, spor, sağlık vb. gibi her konuda ideale yükselmiş; ‘Adam gibi adama’ çok büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Burada cemâatların dar kalıplarında yetişmiş kalabalıkları kastetmediğim çok açıktır. Onlar, olanca olmamamışlıklarına rağmen; boyalı dergilerde olduğu gibi cemâat bağlılıklarının avantajıyla bir yere gelen ve isim yapanlardır. Daha doğrusu onlar, olmadan oldum, diyenlerdir. Böyleleri çölde serap gibi olup; büyülerinden bu yüce millet çok çekti.

Bugünden tezi yok, yolumuzu ışıtan üstatları arayalım. Onların o büyüklüklerine rağmen yalnızlıklarındaki halinin zaaf değil; kerâmet olduğunu düşünerek onların yanında olmaya koşalım.

Medya bir kutlu eli tutmamışı çeşitli büyülerle bütün yüce değerlerinden soyarken, görülecektir ki, üstatlar o çıplağı cennet giysileriyle giyindirecektir.

Bugün dünya bu adam gibi adamı bekliyor.


Kardelen’in notu: Kardelen, matbaaya verilmek üzereyken yazarımız Mücahit KOCA'nın son eseri "Sûrnâme"yi kargodan aldık; dolayısıyla okuma fırsatı bulamadık. Yazarızımızı tebrik ediyoruz. Eseri inşallah bundan sonraki sayımızda değerlendireceğiz.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : canan    
Yorum : gerçektende çok haklısınız size katılıyorum..çok teşekkürler.yardımlarınız için bana çok yardımcı oldunuz sağolu ...




Ekleyen : Selmin ?elik    
Yorum : evet dünya adam gibi adam bekliyor.Bunun içinde üstadlara ihtiyaç var sanıyorum




Ekleyen : meral ataman    
Yorum : yazınızın ıcındekı dusuncelerınız cok hosuma gıttı umarım evlatlarımızı sızın anlattıgınız gıbı yetıstırebılırız hayırlı gunler





 
Mistik dağcılık hikâyesi... - Sayı 77
Mistik bir dağcılık hikây... - Sayı 76
Mistik bir dağcılık hikây... - Sayı 75
Mistik bir dağcılık hikây... - Sayı 74
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14593826
 Bugün : 4367
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 631138
 Bugün : 784
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim