Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5443 kez okundu.     9 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Havaya girmek
Altan Atan

  Sayı: 60 - Nisan / Haziran 2008

Her şey "hava" ile oluyor biliyor musunuz?

Hava olmadan nefes alınmaz, yaşanmaz; ancak bu havadan bahsetmiyorum. Kastım, "hava parası", " havayı bozmak" "havalı olmak" deyimlerindeki havadır. İşte bu havalar bize ne ediyorsa ediyor... Her şey bu havalardan oluyor. Yürekler hoplatan, her kapıyı açtığı zannedilen para, havadan kazanılabiliyor. Havaya girenler tam gaz gidiyor, havası bozulanlar çöküp kalıyor, hava atanlar moral bozuyor, hava alanların elleri bomboş kalıyor, memleket havaları hüzünlendiriyor, havası değişenler; malûm, değişiyor...

Nedir bu "hava"; atmosfer dediğimiz havadan başka, bizi değiştiren rüya gibi büyülü şey?

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir denir. Etrafımızdakiler yaratılış olarak âdeta giydirilmişlerdir (ete kemiğe büründüm, Yunus deyu göründüm). Eşyanın hakikati; onun gerçek yüzüdür, anlamıdır ve bizim gördüklerimiz bu anlamların fiziğidir. Görmediklerimiz veya göremediklerimiz ise meta fizik (fizik ötesi) denen şeylerdir yani eşyanın hakikati...

Bu söylediklerime birinci kat hava diyelim, birinci kat boya gibi. Biz eşyanın üstünde boya gibi olan bu havayı görür, onu algılarız. Bu hava, orijinaldir. Genel olarak; aldatıcı, muazzam ve mükemmel bir oyun olan HAYATtır. Ancak bu iş, bizim işimiz değildir. Onu biz yapmadık, sadece içinde birer oyuncuyuz!

Bizim yaptıklarımız; ikinci kat, üçüncü kat diye maharetlere göre devam eden boyalar, "havalar"dır. Oyun içinde oyunlar yani! Bakın, her kat boya (hava) orijinali daha da gizliyor ve sanki bizi daha da aldatıyor.

GÜZEL HAVALAR
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Orhan Veli böyle diyor, Hacı Bayram Veli'de şunları:
Gerçi ki kandı, gerçeğe yandı,
Rengine aşkın cümle boyandı.
 ....
Bilmek istersen sen
Can İçre ara canı
Geç canından bul anı
Sen seni bil seni.
Görünen sıfatındır
Anı gören zatındır
Gayri ne hacetindir
Sen seni bil sen seni
Biri orijinal olanı, diğeri orijinal ötesini anlatıyor. Biri fizikçi, diğeri metafizik...

İcatlar, modernite, teknoloji, gelişim, değişim, küreselleşme derken, "tabiilik/doğallık" kavramı gizliden gizliye yerleşmeye başladı dünyanın gündemine. Tabii olmak, doğa ile iç içe olmak, kendin olmak, tabii ürünler gibi kavramlar ilginç geliyor bizlere. Bu gidiş orijinale doğru bir gidiş. Sanki yeni keşfedildi! Hayır, hava değişiyor, orijinalin üstündeki örtüler kalkıyor, takke düşüyor ve kel görünüyor.

Evet, her şey bir "hava" ile oluyor. Havaya girince yapmayacağınız şey yok. Havadan para kazanabilir veya kaybedebilirsiniz, borsadaki hisse senetleri acaba gerçek değerler midir? Her gün yükselenler, alçalanlar gerçeklere göre mi olmaktadır? Bir iş yerine istenen hava parası gerçek değeri midir? Reklâmlar gerçekleri mi anlatırlar yoksa göz mü boyarlar? Lütfen bunları sadece olumsuz olarak algılamayın. Her biri tartışılır ama söylemek istediğim şudur: Etrafımızdaki kaç şey olduğu gibidir? Aşağıdadır, yukardadır, ordadır, burdadır fakat "bir hava ile" hep olduğundan farklıdır, öyle görünür.

Bir zamanlar TV'de hava durumu sunulduktan sonra "havalar nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun" diye bitirildi. Eğer bir havamız varsa, onu yaşar, "sen ne yaparsan yap bana göre hava hoş" deriz. Fakat kendimize özgü bir havamız yoksa o zaman sürekli  dışarıdan hava alırız ve boya üstüne boyanırız. Orijinallik de bir moda rüzgarı ile bize gelir ancak bizde ne kadar kalır bilemeyiz. Bu söylediklerimi de zamanın behrine demir atıp oralarda yaşamakla karıştırır bir yanlış daha yaparız!

Söylenecek çok söz var ama maalesef kısa ve öz şeyler yazacak kadar halim de vaktim de yok. Maharet, geçmişi veya geleceği değil bugünü yaşamaktır. Ama hangi hava ile? Bakın şu duanın güzelliğine ve haydi bilin bakalım kimin duasıdır bu:
 "Allah'ım, bana eşyanın hakikatini göster"


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : zennur erdal    02.05.2008
Yorum : Yazı bir bahar havasında alınmış kaleme. Bahardan mı kalemden mi nedir, konular yada kelimeler arasında hava boşluklarına rastladım okurken (tükenmezin tepesinden üflersen hava boşlukları sıkışır). Fakat, yazar; yaza yaza yazar :)) Devam! Yorum yapmak havamı değiştirdi:) SELAMLAR!




Ekleyen : mel    29.04.2008
Yorum : S.A. Yazarken belli ki havan güzel, ama yeterli değilmiş abi... Yaklaşım güzel... Çok "hava" kullanımına rağmen anlatım güzel... Sen güzel... Eline sağlık. Önce kendi havamızı keşfetmemiz ve ruhumuzun nefes alamama nedenlerini ortadan kaldırmamız da, Peygamberimizin duasına ilave duamdır. Selam ve Sevgiler.




Ekleyen : ibrahim kara?    28.04.2008
Yorum : Harikasın abi, esentepe havasını almaya bekliyorum




Ekleyen : YILDIRIM KAYACAN    26.04.2008
Yorum : hava deyip,boş deyip geçmemek lazımmış. Kalemine sağlık Altan abi.




Ekleyen : mesut k.    26.04.2008
Yorum : gayet güzel, kısa kısa da olsa devamını bekliyorum




Ekleyen : ebubekir    26.04.2008
Yorum : Merhaba; Yazına katılmamak elde değil.Ama ne varki coğumuzun üstüne eklenen gömlek sayısın fazla. Belkide bilmeden, belkide hastalık, belkide cahalet.Peygamberimizin duasını tekrarlayarak Mevlam eşyenın hakikatini bize göstermeyi nasib etsin. selamlarımla...




Ekleyen : mat    25.04.2008
Yorum : Merhaba, Son cümlenin bağladığı gibi sözün özünü lalelerle 'Amin ' diyerek bağlamak bize düşer.Yorumun bir başka boyutunu Hz. Mevlana açısından da bekliyoruz...




Ekleyen : everest    25.04.2008
Yorum : çok havadan sudan ya da hava civa bir yazı..:)))) hiç sizin havanıza uymamış.. saygılar..




Ekleyen : ?inasi    21.04.2008
Yorum : Güzel bir hava var bu yazıda ve bu havanın devamını istiyoruz...





 
Yakarsa Dünyayı...... - Sayı 114
Mizah Ciddî Bir İştir!... - Sayı 113
Mezarımı Taştan Oyun... - Sayı 112
Müjde... - Sayı 108
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15190750
 Bugün : 1792
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 642414
 Bugün : 142
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 122
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim