Bir Alna Asyly R?ya Olmak Sinan Ayhan Sayı:
63 - Ekim / Aralık 2008
"Hayat dört şeyle kaimdir, derdi babam su ve ateş ve toprak. Ve rüzgâr. Ona kendimi sonradan ben ekledim pişirilmiş çamurun zifirî kokusunu ham yüreğin pütürlerini geçtim gövdemi âlemlere zerkederek varoldum kayrasıyla Varedenin eşref-i mahlûkat nedir bildim" (1974) İsmet ÖZEL
Kuşe kâğıtlara tırmanır bir cüsse değildim; üzerimdeki yüksükotlarını ve dahi talaşı sökmek için bir ırmak sesinde ılgım kıpırtılarla dans eden söğüt ağaçları gibi talim ettim, bana bir fikir olacak bütün uğultuların sızısını; sızıların canına girdim, ebcedine dirildim; üstün bir vücut diliyle azaları silinip temizlenmiş olmak nedir, bildim…
Sedef zeminde süslerim, sırça endaze köşklerim, damla içine sığan filintadan, küçük gemilerim olmadı benim… İnce bir takattim, kökboyası bir soydan türedi fiillerim ki, hiçbir taşbaskıya sıçramadı günahım… "Bir tufan hayali"nden sonra ancak kabardım, genişledim, kendime geldim…
Bir şehir kuracaksam, alınyazılarından önce "hiçbiryazı" tanımadım; hiçbir adımı da kendimden öte iklim bilmedim. Hiza almadım çatal dilleri eğelemekten başka bir hükme; gittiğim her yerde bir vezne dönüştü ayaklarım ve kulağıma fısıldanan son meselden sonra darbı mukaddes bildim de, ayaklandım… Ayaklanmanın hatırı nedir, bildim; kendinde olmanın işvesi, kendine kezzap olmanın cakası…
Dünyada sadece bir kere yaşamak istedim… Kavmime ağız olacak sözü bulmak… Bundan gayrı başka bir soykütüğüm olmadı benim…
Bütün işgallere karşı bir eşkalim olsun diye "tohum-kursak"lar ektim cümlelere, "cümle-yüzü"mü parlattım, oyaladım, keskiledim… Karınlığın en dolaşık yerinde "uçuk-benizli" olmaktan yüksünmedim; tahammül ettim kaybolmuş bir esrikliği yokken hiç, suretime aynalarda kör bakılmasına… Bu dünyada, kumarbaz ellerin endamından sökmek için bütün işgal işaretlerini, sadece bir kere yaşamak, bir kere uzun soluklu ayakta olmak istedim…
İstiridyeden bir kuşatılmışlıkla deniz altlarına ve yaşamın -melez- deri-altlarına sızabilmek için ayağıma bağlamayı düşündüğüm külçemi cebimde taşıdım hep… Yasak kitapların sayfa çevirme seslerini kitap yaptım görgü kurallarıma çoğu zaman. Rüya tabirlerine konu çok pozlarım oldu, hiçbirini konu etmedim… Sırtımda kırbaç sesleriyle uyandım; çok defa kırbaç sesleriyle büyüdü omurgam, ayakta duruş şekillerim; bir tavrı ağzımda çalkalayıp öyle tükürdüm dünyaya, öyle tükürdüm, görkemin ancak ağızdan çıkan bir hal olduğunu ispat edeyim diye…
Usturuplu hiçbir hünerim olmadı; işgalcilere savurduğum tav yumruklardan başka… Aşkı öyle bildim, üzerimde bir kılıç… Saçları kılıç kesiği bir sima ile yürüdüm, dünyayı fethetmek için… Dünyada sadece bir kere yaşamak istedim, bir tufan nefes dolusu; keşfedilsin yeter ki saçlarımı okşayacak o duygu…
Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle oku..!
Bu iklim üzere ayaklandım ancak, doğruldum kırbaçlara karşı, doğruldum bana atılan okun ucunda kıvranarak; üzerimdeki pas dikişli ağı yırtarak bir kere yaşamak istedim dünyada ey alnıma asılan rüya ve bildim, ilk nefeste oku!nandan önce beni "eşref-i mahlûkat" seçenin sünneti ne…
|