Niyet Ve Bilin Mustafa Kınıkoğlu Sayı:
46 - Ekim / Aralık 2005
Efendimiz (s.a.v), Ebu Hureyre (r.a)'dan rivayet edilen bir hadisde : "Kim hacca gider ve hac sırasında faydasız söz konuşmaz ve Allah'ın emirlerinden ayrılmazsa, anasından doğduğu gündeki gibi, günahsız geri döner" buyurmuştur.
Ne büyük bir müjde. Mevlâ tüm inananlara bu müjdeyi haketmeyi nasip etsin inşallah.
Hacc zamanı gelince dünya üzerinden birçok müslüman bu görevleri için kutsal topraklara doğru yol alıyorlar. Belkide dünyanın her ülkesinden giden birileri vardır.
Aslında mümkün olsa da, dünya üzerindeki tüm müslümanlar manevî bir hacc yapsa ve günahlarından hatalarından arınsa....
Bunu neden mi dedim? Şunun için:
Dünyaya şöyle bir bakıyorum da, bir tarafta din uğruna yapıldığı iddia edilen, çoluk çocuk inanan inanmayan ayrımı yapılmadan gerçekleştirilen canlı bomba eylemleri, bir tarafta ise ellerinde imkan olmasına rağmen işgalcilere karşı kılını kıpırdatmayanlar...
İşin dini boyutuyla ilgili tartışma yapacak değilim, yalnızca içimden geleni söylüyorum. Savaşta dahi kadınlara, çocuklara, ibadet yerlerine sığınanlara, bırakın onları, meyve veren ağaçlara dahi dokundurmayacak bir ahlak isteyen bir dinin mensubu canlı bomba olmaz, olmamalı. Evet, insanlıktan pay almamış işgalciler kilometrelerce öteden gelip dindaşlarımızın canına malına kastediyorlar. Belki gün gelecek bizim canımıza da kastedecekler. Zamanında ettiler de.. Akla gelmedik kötülükler yapıyorlar, yapacaklar. Ama yapılan terör saldırıları bunları azaltmıyor mu? Aksine daha da artırıyor. Hainlerin ekmeğine yağ sürüyor bu saldırılar. Dahası dünya üzerinde İslamın güzel yüzüne leke sürüyor.
Dünya üzerinde yaşayan, Efendimiz s.a.v den haberi olmamış kişilere sorsak İslamı, akıllarına ne gelir dersiniz? Birdenbire patlayan bombalar, ölüm.. Bunlar mı gelmeli?
Yarın hesap günü bu insanlar bize hesap sormazlar mı, müslümanlar dinlerini bize yanlış gösterdiler diye? Bunun altından nasıl kalkarız? 11 Eylül saldırıları ve daha sonra gerçekleşen saldırılardan sonra kafalarda oluşan negatif imajı silmek için ne kadar uğraşmak gerekir sizce?
Ben bu saldırıları yapanların, müslüman olup, din uğruna hareket ettiklerine de inanmıyorum. Onlar bir oyunun parçası. Ancak müslümanlar arasında onların halis niyetle hareket ettiklerini söyleyenler de var. Dediğim gibi kimseyle tartışacak değilim. Ben sadece içimden gelenleri söylüyorum.
Bir diğer üzüldüğüm nokta da, dünyada hal böyle iken, güzel dinimizin adı terörle birlikte anılmaya çalışılırken, dünyanın dört yanında müslümanlar hor görülürken, insanlar rahatça inançlarını yaşayamazken müslümanlar azılı düşmanlarına karşı birlik olması gerekirken biz birbirimizi yiyoruz.
Hepimiz aynı Yaratıcının kulları, aynı Peygamberin ümmetiyiz inşallah ama, gelin görünki bu birliği hissedemiyorum, göremiyorum ve içim içimi yiyor, neden böyle diye?
Ülkemizi ele alalım. Durum ortada, iktidarda inançlı bir parti tekbaşına iktidar. Ama hala başörtü özgürlüğü yok değil mi? Durumun vehametine bakın. Müslümanlar bu durumda birlik olmayacak da ne zaman olacak?
Öyle bir zaman yaşıyoruzki, hergün müslümanlara karşı haber bulma yarışına giren gazeteler, televizyon kanalları var. Daha geçen gün başka kanalların canlı yayınlarını çalıp, yayını aldıkları kanalın logosunu kapatan ama birden kanalın spikeri ekrana çıkınca foyası meydana çıkan bir kanalda tüm gün boyunca boğazda yapılan bir tekne gezisinden bahsedildi. Ama nasıl, tebliğ boğaza indi, beyaz türklerin kanı dondu, beyaz türkler islamla tanıştı spotlarıyla. Gören de bir şey sanacak değil mi? Peki neden bu haberi yapıyorlar? Efendim teknede ilahi dinlenilmiş, sema gösterisi olmuş ve yalılara yakın geçmiş de ondan
Sadece bu değil. Yazılı basın da böyle. Her gün müslümanları güç duruma düşürecek haber peşinde koşan bir gazete geçenlerde bir haber daha yaptı. Neymiş, Süper lig hakemi Fırat Aydınus maç başlamadan dua etmiş. Başlık da bu durumu tartışmaya açmakla ilgili birşeydi. Yahu bunun nesini tartışıyosun. Adam işinde başarılı olmak için dua ediyor, Allahım utandırma diyor, ne var bunda? Allah aşkına futbol sahası da mı kamusal alan? Hadi kamusal alanınız olsun orası da, dua etmek de mi yasak?
İşte durum bu kadar vahimken müslümanlar birlikte hareket etmesi gerekirken neden birbirimizle mücadele ediyoruz anlamıyorum. Anlamadığım gibi üzülüyorum da.
Peki nasıl bir birlik olmalı? Yukarıdaki örnekler hep medyadan, medyada birlik olsa mesela.. Örneğin en çok satan gazetelerin ilk beşinde Yenişafak, Zaman, Vakit gazeteleri olsa. Veya Yeni Asya, Milli Gazete, Türkiye.. ama yeterki hedef kitlemiz sadece bir kısım olmasın, tüm inananlar olsun. Sadece belirli bir kesimin dertlerini kaleme alırlarsa bu dediğimiz olmayacaktır. Ama hedef tüm inananlar olsa, dertleri tüm inananların dertleri olsa acaba satış rakamları yine bu kadar mı olur?
Aynı şey televizyon için de geçerli. Rating listelerinde kanal 7, stv, tv5 en ön sıraları paylaşsa her şey aynı mı olur sizce?
Müslümanların birbirlerine karşı tutumundaki niyet nedir acaba? Elbette herkesin yanlışı olabilir, ancak birbirimizi eleştireceksek bile bu nasıl bir dille olmalı en azından onu tartsak.
Acaba birbirimize karşı harcadığımız enerji kadar düşmanlarımıza harcıyo rmuyuz?
Son sözü, sözlerin en güzelini söyleyen söylesin: "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler".
|