DEĞİŞİM, DEĞİŞİMİ BİTİRDİ Hikmet Öztürk Sayı:
65 - Temmuz / Eylül 2010
Hükümetin değişim açılımını net olarak bilen varsa beri gelsin. Başbakan açılım toplantıları yapıyor. Bir gün sanatçılarla, bir gün roman vatandaşlarla, bir başka gün başka bir kesimle görüşüyor. Konuşmalarında "neye malolursa olsun, değişimden vazgeçmeyeceğiz" diyor. Ama dikkat ediyoruz, net olarak değişimin ne olduğunu dile getirmiyor! Bir vatandaş olarak, hükümetin ne yapmak istediğini, açılımdan neyi kastettiğini bilmeye hakkımız yok mu? Belki iyi şeyler plânlanıyor, belki de ülkenin önünü açacak, topluma huzur ve refah getirecek değişim amaçlanıyor. Ancak, ortada netlik olmadığı için vatandaş da tedirgin. Hele, son günlerde terör olaylarındaki artış, Hükümetin ve askerin çaresiz görüntüleri, toplumu karamsarlığa itmektedir. 3 aylık eğitim gördükten sonra teröriste kalkan edilen fidanlarımızın şahadeti hepimizi derinden üzmektedir. Yıllardır, yazar, çizer pek çok insan bunu yüksek sesle dillendirdiği halde, terörle mücadelede değişim yapılmaması Hükümetin zaafıdır. Teröristin nişangâhı halindeki karakollar kaldırılmalı, çadırlarda ve seyyar konaklayan, iyi eğitim almış komandolar, sınır boyunca yayılmalı, teröriste, onların anlayacağı gibi mücadele edecek sistem getirilmelidir. Değişimin, önce terörle mücadelede yapılması zarureti vardır. Değişimin nerelerde olacağı, öncelikleri ve detayları belirlenmediği için Hükümet bir açmazın içine girmiştir.
Aynı şekilde, nerede değişim yapacağını bilmeden ortaya çıkan Sarıgül'ü ele alalım. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ü yakından takip ediyoruz. CHP de Genel Başkanlığa aday olduğu kurultayda biz de vardık. Maksatlı olarak yapılan sataşmalar ve tahrikler karşısında feverana kapılmayıp tahrikçilerin ekmeğine yağ sürmemiş olsaydı, bu gün, belki de genel başkandı. Siyaset, uzun soluk ve sabır isteyen bir yoldur.
2 yıldan beri "Türkiye Değişim Hareketi" adı altında başlattığı parti kurma çalışmalarından vazgeçtiğini basından öğrendik. Önce bu durumu tahlil edelim. Sarıgül yaptığı açıklamada "CHP mutlu bir Türkiye isteyen yurttaşlar için yeni bir umut oldu. 12 Eylül'de seçim yapılacağı duyumunu aldık. CHP deki değişime fırsat vermek için parti kurmaktan vazgeçtik, bu fedakârlığı hiçbir ön koşulsuz, beklentisiz yapıyoruz" diyor. Şimdi, orada bir duralım. Fedakârlığı sadece siz mi yaptınız? İllerde belirlediğiniz teşkilât başkanlarının gece gündüz demeden ilçe ilçe dolaşmaları, işlerini güçlerini terk ederek mesai harcamaları, tuttukları bürolar, bunların tefrişi, maddî ve manevî çabaları az fedakârlık mıdır? Taşrada, partilerinden istifa ederek hareketinizi destekleyen, belediye meclis üyeleri ve seçmenleri ile ters düşen belediye başkanlarına ne demeli! Onları düşürdüğünüz durumu düşünebiliyor musunuz? Yağmurda, çamurda, dağa taşa "Çare Sarıgül" yazan insanların fedakârlığı azımsanabilir mi? Bir de olaya başka açıdan bakalım; CHP de kaset olayı çıkmamış olsaydı, Baykal tartışmasız tek adaydı ve yeniden genel başkandı. O zaman partinizi kuracak mıydınız? Evet. Güreşe çıkan pehlivanın rakibini belirleme şansı olmadığı gibi, siyasette de kişilere endeksli hareket olmaz. İşte ülkemizde lidere dayalı siyaset anlayışının kötü bir örneği! Siz birey olarak ortaya çıkıyor, bir sürü fedakârlık yapıyor, çok sevdiğiniz çevrenizle ters düşme pahasına ve lidere güvenerek kulvar değiştiriyorsunuz ancak, sizin lider olarak arkasına düştüğünüz kişi bir süre sonra çıkıyor ve "ben güreşte yokum" diyor. Şimdi, yanlış ata oynayan bu insanların günahı ne? Sarıgül, bu hareketi ile siyasî güvenilirliğini bitirmiştir. Parti içinde yaptığı mücadelede başarı sağlayamaması ve ihracı ile sonuçlanan CHP hayatı, acaba yeniden mi başlıyor? İleride CHP'den milletvekili olabilir, belki bakan da olabilir ama lider olamaz!
Görülüyor ki, CHP deki değişim, plânsız, programsız, nerede ne yapacağını bilmeden ortaya çıkan Sarıgül'ü ve Sarıgül’ün "Değişim hareketi"ni bitirmiştir. Ancak, Hükümet için henüz zaman geçmiş değildir. Değişim mefhumunu yeniden ele almalı, ince eleyip sık dokumalı, açılım hedeflerini net olarak belirledikten sonra halkı bilinçlendirerek, açılımı onunla paylaşmalıdır!..
|