Millî irade ve dâvâ adamı Turgay Ertem Sayı:
80 - Nisan / Haziran 2014
Millî irade, milletimizin tarih boyunca talepçisi ve takipçisi olduğu hususlardaki iradesidir. Bu iradenin yerine gelmesi, getirilmesi milletimiz için saadet ve sevinç vesilesidir. Millî iradenin gerçekleşmesine kendini adamış olan kişi veya kişilere de “dâvâ adamı” denebilir.
Millî irademize ışık veren, asırlar boyunca milletimizin bilinçaltına yerleşmiş bulunan ideallere, değerlere ve tecrübelere temel olan asıl kaynak; İslâm’dır. Bunun yanı sıra tarihten getirdiğimiz tecrübeler, örf ve adetler, Kızılelma gibi idealler de milletimizin ferasetini, ileri görüşlülüğünü diri tutmuştur.
Millî iradenin ortaya çıkmasının çeşitli yolları vardır. Milletimiz, tarih boyunca kendisine sunulan teklifleri, yapılan hizmetleri, gayet iyi değerlendirmiştir. Doğruyu yanlıştan ayırt etme ferasetine sahiptir. Tepkisini veya onayını ya sessiz kalarak, ya itiraz ederek veya dua ederek gösterir. Her namazda “ihdinassıratal müstekıym” diye dua eden bir topluluğa inşallah, Allah’ın inayeti ve hidayeti de gelecektir.
Dâvâ Adam’ının en önemli vasfı dâvâsına adanmışlığıdır. Dâvâsını gerçekleştirmek uğruna her fedakârlığı yapar. Hiç bir şey onu dâvâsından döndüremez. Onun için Allah’ın rızasını kazanmak ve milletinin felâhına ve selâmetine imkân sağlamak en önemli hedeftir. Kendisi için maddî hiçbir beklentisi yoktur. Dâvâ adamı; etrafındaki dâvâ arkadaşlarına, dâvâsını en doğru şekilde anlatır. Onları incitmemeğe, manen güçlendirmeğe, problemleriyle ilgilenmeğe özen gösterir.
Türk Milleti’nin tarih boyunca iki önemli dâvâsı olmuştur; biri, Kızılelma adı verilen , “Bütün dünyayı Türk’ün hâkimiyetinde huzura kavuşturmak” diğeri, i’lâ-yı kelimetullah dediğimiz, “bütün dünyaya Allah’ın adını ve adaletini yaymak, İslâmiyet’in güzelliklerini göstermek...
İlkinin yerini, İslâmiyet’i kabulden sonra i’lâ-yı kelimetullah almış ve asırlar boyu şerefle, şahadetle bu görevini sürdürmüştür. Şahadetle diyorum, şahadeti bu kadar canı gönülden istemek ve karşılamak her millete nasip olmamıştır. İnşallah, yeniden bu görevi almak için O’na lâyık kullar oluruz. Milletimiz, ne zaman bu dâvâsına sımsıkı sarılmışsa, Allah ona yardımını göndermiş, bütün cihana kudretini ve hâkimiyetini yaymıştır. Ne zamanki İslâmî gayret ve bağlılığın yerini başka hedef ve değerler almış, o zaman milletimiz tefrika, kargaşa ve buhranlara gömülmüştür. Bunun için hepimiz, Allah’ın rızasına uygun yaşamak zorundayız. Ülkemizde de birlik ve beraberliğimizi bozacak her yanlış tavırdan ve sözden kendimizi, ailemizi, yakınlarımızı ve dostlarımızı korumak zorundayız
|